Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliği teklifini önümüzdeki günlerde meclise sunacaklarını belirterek, "Bu değişiklik önerisiyle bir yandan başörtüsüne Anayasal güvence kazandırırken diğer yandan da sapkın akımlar tarafından giderek daha fazla tehdit edilen aile müessesini korumayı hedefliyoruz'' dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen 'İlçe Müftüleri İstişare Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, ''Diyanet teşkilatımızın çatısı altında farklı kademelerde görev yapan tüm kardeşlerimizi hayra hizmet eden seçkin insanlar olarak görüyoruz. Buradaki her bir müftümüzün de vazifesine yüksek bir bilinçle hadame-i hayret olmanın şuuruyla yaklaştığını biliyorum. Hocalarımız sadece cami kürsüsünde, mimberde, mihrapta değil hayatımızın her safhasında yeri doldurulmaz roller üstleniyor. Dünyaya gözlerimizi açtığımız andan son nefesimizi verdiğimiz ana kadar yanımızda ailelerimizle birlikte hep hocalarımız, din adamlarımız vardı. Dolayısıyla sizlerin mesleğinin kıymeti ne makamla ne mevkiyle ne parayla ne şöhretle ölçülebilir. Sizler inancımızın 14 asırlık sahih geleneğini yaşatmakla bunları yeni nesillere aktarmakla mükellef insanlarsınız. Gençlerimizin irşadı, bilgilendirilmesi, eğitim ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması konusunda da en büyük sorumluluk yine sizlere düşüyor. Hademe-i Hayrat olmak peygamberlerin varisi gibi bir payeyi layikiyle taşımak, şüphesiz her babayiğidin harcı değildir. Bilhassa günümüzde bunun zorluklarını hepimiz çok iyi biliyoruz. İşte sizler zahmetli; ama bir o kadar da şerefli bir vazifeyi ifa ediyorsunuz. Materyalizmin tüm insanlığı esir aldığı modern çağda hocalarımız başta olmak üzere tüm ilim ve hikmet erbabının sorumluluğu da artmaktadır. Dinimizin emirlerinin amacı kişiyi cehaletin, ifsadın ve kötülüğün girdabından çıkartarak edebi felaha, barışa ve esenliğe kavuşturmaktır" dedi.

'UYUŞTURUCUYU SERBEST BIRAKMA YOLUNA GİTMİŞLERDİR'

Erdoğan, maddi refah olarak ilk sıralarda yer alan kimi batılı ülkelerin uyuşturucu kullanımının, alkolün, kadına şiddetin, intihar vakalarının da en yaygın görüldüğü yerler arasında olduğuna vurgu yaparak, "Öyle ki bu ülkelerin bazıları uyuşturucu meselesini çözemedikleri için farklı bahaneler altında uyuşturucuyu serbest bırakma yoluna gitmişlerdir. Aynı durum tüm kötülüklerin anası olan alkollü içkiler için de geçerlidir. Kadına yönelik şiddet ile çocuklara karşı suçlar bu ülkelerin sicilinin belki de en kötü olduğu başlıklardır. Yine bu ülkelerde insanlığın taşıyıcı sütunu olan aile kurumu anlamını yitirmekte, toplum birkaç marjinalin adeta oyuncağı haline dönüşmektedir. Kadın-erkek arasındaki meşruiyete dayalı birliktelik hor, hakir görülürken sapıklık, ahlaksızlık ve çarpık ilişkiler bilinçli şekilde özendirilmektedir. İnsanı diğer varlıklardan ayıran ne kadar değer varsa küresel odakların da desteğiyle yok edilmeye çalışılıyor. Hayret eşiğimizi her gün biraz daha yukarı taşıyan envai çeşit skandal, materyalist zihniyetin toplum bünyesinde açtığı yaraları gösteriyor. Batıya karşı ezik, kendi değerlerine ve milletine karşı ise aynı derecede küstah, içimizdeki mankurtlar kabul etmese de gerçekler apaçık ortadır. Şayet şimdiden harekete geçip vakitlice önlem almazsak Allah korusun ileride daha beter sıkıntıları bizim de yaşamamız kuvvetle muhtemeldir" dedi.

'BAŞÖRTÜSÜNE ANAYASAL GÜVENCE KAZANDIRIYORUZ'

Erdoğan, hazırladıkları anayasa değişikliği teklifini hatırlatarak, "Önümüzdeki günlerde meclisimizin takdirine sunacağımız anayasa değişikliği teklifimizi bu yönde atılmış önemli bir adım olarak görüyorum. Bu değişiklik önerisiyle bir yandan başörtüsüne Anayasal güvence kazandırırken, diğer yandan da sapkın akımlar tarafından giderek daha fazla tehdit edilen aile müessesini korumayı hedefliyoruz. Aile kurumuyla alakalı özellikle 140 bini aşan siz değerli hocalarıma çok büyük görev düşüyor. Sadece camide mihrapta değil özellikle minberden de her Cuma bunu işlemeniz öyle zannediyorum ki bizler için vazgeçilmez bir görevdir. Zira yüz binler, milyonlar sizi sürekli dinlemekte ve sizden onlara yapılan çağrı özellikle aile kurumumuzu güçlendirmenin en önemli nasihat mekanizması olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.  

'GÜÇLÜ AİLELERİ KURDUĞUMUZDA MİLLETİMİZ GÜÇLENECEKTİR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü ailenin güçlü millet olduğunu vurgulayarak, "Güçlü aileleri kurduğumuz anda milletimiz daha da güçlenecektir. Ama bu sapkın ilişkiler ki bugün öğrendim; mesela Meksika’da tamamıyla bu sapkın süreç yasal olarak zemine oturtulmuş. Ülkemizde de bu çalışmayı yürütenler var mı; var. Ama bu çalışmaların karşısında bizler sonuna kadar dimdik duracağız ve bu Müslüman topluluğu birilerine yedirmeyeceğiz. İnşallah Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki akıl, vicdan, feraset sahibi tüm milletvekillerimizin de güçlü desteği ile bu hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyorum. İnsan mesuliyet bilincine sahip olduğu için eşrefi mahlukattır. Bizler de hem kendimizden hem de aynı havayı, toprağı, çevreyi paylaştığımız canlı, cansız diğer tüm varlıklardan sorumluyuz. Hiçbir mümin ‘Başkasından bana ne’ diyemez. Hiçbir Müslüman dünyadaki zulüm ve kötülüklere kayıtsız kalamaz. İyiliği yayıp, kötülüğü ortadan kaldırmak insan ve Müslüman olmanın bize yüklediği görevlerdir. Dolayısıyla her mümin eliyle, diliyle ve kalbiyle kararlı bir şekilde kötülükle mücadele etmek suretiyle bundan mükelleftir" dedi.

'GAYRİ AHLAKİ YOL VE YÖNTEMLE İSLAM'A HİZMET EDİLMEZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin yakın çevresinden başlayarak adaletin, merhametin, şefkatin ve muhabbetin hakim olması için çalışmak zorunda olduğunu belirterek, "Bunu da her hususta olduğu gibi dinimizin emirleri ve peygamberimizin kutlu tavsiyeleri doğrultusunda yapmamız gerekiyor. Efendimiz ‘Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız’, ’Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz’ buyuruyor. Biz de İslamiyet’in güzelliğini, insan fıtratına uygunluğunu, insanın yegane kurtuluş yolu olduğunu anlatırken bu tavsiyeye sıkı sıkıya sarılmalıyız. Zorluk çıkarmak için değil, kolaylık göstermek için gönderilen bir ümmet olarak daima sevginin, muhabbetin, şefkatin dilini kullanmalıyız. Çünkü bizim geleneğimizde usulsüzlüğün sonucu vusulsüzlüktür. Niyet ne kadar sahi olursa olsun şayet usulde ve metotta sorun varsa hedefe ulaşmak mümkün değildir. Gayri İslami, gayri insanı ve gayri ahlaki yol ve yöntemlerle İslam’a hizmet edilmez, İslam davası güdülemez. Hiçbir sebep masum sivilleri, okula giden çocukları, camide namaz kılan insanları katletmenin mazereti olamaz" dedi. (DHA)

'SAPKIN VE SAPIK YAPILARDIR'

Erdoğan, önceki gün Somali’de 100’ü aşkın kişinin hayatına mal olan terör saldırısının faillerinin ne İslam'la, ne Müslümanlıkla, ne şeriatla, ne de insanlıkla bağının olmadığına işaret ederek, "Saldırıda vefat eden kardeşlerimize Allah’tan rahmet ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bu alçak ve kalleş saldırıyı lanetliyor, Somalili kardeşlerimize geçmiş olsun diyoruz. Türkiye en zor günlerinde Somali halkının yanında olmayı sürdürecektir. Tabii burada şu hususun altını da çizerek tekrar ifade etmek istiyorum; adı ister DEAŞ, ister Boko Haram, ister FETÖ olsun bu örgütlerin tamamı dinimizi kirli emellerine alet eden sapkın ve sapık yapılardır. Emperyalistlerin içimize sızdırdığı Truva atları hükmündeki bu alçaklar ruhunu şeytana satmış, insanlıkla tüm bağını koparmış vahşilerdir. İslam dünyasını kan ve gözyaşına boğan bu katil sürüleriyle mücadele etmek sadece güvenlik kuvvetlerinin değil başta hocalarımız ve alimlerimiz olmak üzere hepimizin ortak sorumluluğudur" dedi.

'ÜLKEMİZİN BENZER İHANETLER YAŞAMASINA İZİN VEREMEYİZ'

Erdoğan, Türkiye’nin binlerce evladını PKK terörüne kurban vermiş, bir dönem en parlak çocuklarını FETÖ terör örgütüne kaptırmış, DEAŞ saldırılarında yüzlerce vatandaşını kaybetmiş bir millet olduğunu belirterek, "Ülkemizin bir daha benzer dramlar, benzer ihanetler, benzer kalleşlikler yaşamasına asla izin veremeyiz. Bunlarla birlikte zararlı alışkanlıkların pençesinde kıvranan içki, kumar, fuhuş, uyuşturucu girdabında sürüklenen gençlerimizin acısı da yine bizim acımızdır. Elinden tutamadığımız, imdadına koşamadığımız, yanında olamadığımız, İslam’ın kurtuluş mesajlarını doğru bir şekilde ulaştıramadığımız her bir gencimizim vebali hepimizin üzerindedir. Bu noktada Diyanet İşleri Başkanlığımızın eğitim, sosyal ve kültürel içerikli din hizmetlerini genişletmesini takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum. Başkanlığımız camilerde yürüttüğü hizmetler yanında gençler, engelliler, mülteciler, şiddet mağdurları, madde bağımlıları ve daha birçok kesime yönelik hayırlı çalışmalara imza atıyor" diye konuştu.

'MİLLETİMİZ GÖZÜ GİBİ BAKIYOR'

Erdoğan, Diyanet’in özellikle 4-6 yaş Kuran kurslarını çocukların İslam inancı ve ahlakıyla erken yaşlarda tanışması bakımından çok değerli bulduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Kimi hadsizler, kimi kendini bilmezler 'Orta Çağ' zihniyeti diyerek, güya aşağılamaya çalışsa da milletimiz bu eğitim yuvalarına adeta gözü gibi bakıyor, bunu böyle bilesiniz. Biz bu hadsizlere bakmayacağız. Tam aksine 4-6 yaş grubu bu yavrularımızı en güzel şekilde yetiştirmek suretiyle tarihe nazar edeceğiz. Son dönemde diyanet teşkilatımızın birileri tarafından daha sık hedefe koyulmasını ise yaptığınız doğru işlerin bir hasılası olarak görüyorum. Sizden hademe hayrat olarak millete karşı görevinizi hakkıyla yaptıkça varlık gayesi milletin inancına, ahlakına, ezanına düşman olanlar elbette rahatsızlık duyacaklardır. İçlerindeki kini ve nefreti kusmak için fırsat kollayan bir avuç kendini bilmezin eleştirileri sakına sizi yolunuzdan asla alıkoymamalıdır. Her birinizden kınayıcının kınamasına aldırmadan hakkı söylemeye, hakikati anlatmaya devam etmenizi bekliyorum" (DHA)

Editör: MURAT ÖZER