Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yeşil dönüşüm başta olmak üzere diğer alanlarda küresel düzeylerde stratejik iş birliğinin oluşturulması büyük önem arz ediyor. Bu konuda Başkan Biden'ın çabalarını takdirle karşılıyoruz. İklim değişikliğinde ülkeler maalesef eşit konuma sahip değildir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında yük paylaşımının adil bir şekilde yapılması iklim değişikliği ile mücadeleyi güçlendirecektir" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde 'İklim Zirvesi Liderler Oturumu'na video konferansla katıldı. ABD Başkanı Joe Biden’a böyle bir etkinlik düzenlediği ve daveti için teşekkür eden Erdoğan, "Bizlere emanet olan dünyayı gelecek nesillere daha yaşanabilir şekilde bırakmak hepimizin ahlaki ve vicdani görevidir. İklim değişikliği sadece dünyayı en fazla kirleten belli başlı devletleri değil Afrika kıtasındaki ülkeler başta olmak üzere tüm insanlığı etkiliyor. Türkiye olarak biz de bu olumsuzluklardan etkilenen ülkeler arasındayız, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak amacıyla yoğun çaba harcıyoruz" dedi. '2030'A KADAR SERA GAZINDA YÜZDE 21 AZALMA BEKLİYORUZ' Türkiye'nin orman alanını ve ağaç servetini çoğaltmak, biyolojik çeşitliliği geliştirmek, çevreyi korumak için ciddi yatırımlar yaptıklarını söyleyen Erdoğan, "Nitekim son 18 yılda toplam 5,1 milyar fidanı toprakla buluşturarak orman varlığımızı 20,8 milyon hektardan 23 milyon hektara çıkardık. İklim değişikliği ile mücadelede yol haritamızı teşkil eden ulusal iklim değişikliği strateji ve eylem planı ile iklim değişikliği uyum strateji ve eylem planını 2030 ve 2050 hedefleri doğrultusunda güncelliyoruz. 2015 yılında sunduğumuz ulusal katkı beyanı çerçevesinde 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarında yüzde 21'e varan azalma bekliyoruz" ifadelerini kullandı. 'TÜRKİYE YENİLENEBİLİR ENERJİDE LİDER' 2012- 2030 yılları arasında 1 milyar 920 milyon ton sera gazı emisyonu engelleneceğini söyleyen Erdoğan, "Türkiye bugün yenilenebilir enerjide bölgesinde lider ülke konumundadır. Halihazırda elektrik kurulu gücümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 52,3'tür. Bu oranla Avrupa'da 6, dünyada 13'üncü sırada yer alıyoruz. Hidroelektrik santrali kurulu gücünde ise Avrupa'da 2'nci, dünyada 9'uncu sıradayız. Elektrik üretimimizi 2030 yılına kadar güneş enerjisinden 10 gigavat, rüzgar enerjisinden 16 gigavat kapasitesine çıkaracağız" şeklinde konuştu. 'MİLLET BAHÇELERİ İLE YUTAK KAPASİTESİNİ ARTIRIYORUZ' Enerji verimliliğine yönelik atılacak adımlar sayesinde 2023’te 66,6 milyon ton karbondioksit emisyon azaltımı hedeflediklerini kaydeden Erdoğan, "Eşimin öncülüğünde başlatılan sıfır atık projesi ile atıkların geri kazanım oranını 2035 yılında yüzde 60'a taşıyacağız. Ülkemizin tamamına yaygınlaştırdığımız Millet Bahçeleri projemizle yeşil alanlarımızı ve dolayısıyla yutak kapasitemizi hızla artırıyoruz. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak açık denizlerde koruma alanları ilan edilmesi meselesini de gündemimize almamız gerektiğine inanıyorum" ifadelerini kullandı. 'BIDEN'IN ÇABALARINI TAKDİRLE KARŞILIYORUZ' Erdoğan, iklim değişikliği ile mücadele kapsamında yapılan çalışmaların büyük yatırımlar gerektirdiğini dile getirerek, "Kovid-19 sonrası toparlanma sürecinin merkezinde yer alan yeşil dönüşüm konusunda da gerekli adımları atıyoruz. Sanayi sektörünün yeşil dönüşümü, mart ayında açıkladığım ekonomi reform paketinde öncelik verilen unsurlardan biridir. Böyle bir dönüşüm yatırım ve finansman ihtiyacını da doğuruyor. Dünyada hiçbir hükümet veya iş kolunun bu büyüklükteki bir dönüşümü tek başına gerçekleştiremeyeceği aşikardır. Dolayısıyla yeşil dönüşüm başta olmak üzere diğer alanlarda küresel düzeylerde stratejik iş birliğinin oluşturulması büyük önem arz ediyor. Bu konuda Başkan Biden’ın çabalarını takdirle karşılıyoruz. İklim değişikliğinde ülkeler maalesef eşit konuma sahip değildir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında yük paylaşımının adil bir şekilde yapılması iklim değişikliği ile mücadeleyi güçlendirecektir" dedi. Sera gazı sorununda tarihsel sorumluluğu neredeyse bulunmayan Türkiye’nin küresel iklim rejiminde adil bir konumda değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Bu kapsamda benzer ekonomik seviyedeki ülkelerle eşit şartlarda olmak kaydıyla küresel iklim eylemine katkı sunmaya devam edeceğiz" ifadelerine yer verdi.