Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı Ergün Atalay, 700 bin kamu çisini ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerine ilişkin, "Bir dahaki ay kamu işçisi, onun çoluğu çocuğu ailesi zamlı ücretini almak istiyor. Bunu 10-15 gün içinde bağlamak durumundayız. Ama arzu ettiğimiz rakamlar olmuyorsa isterse 6 ay sürsün, hiç mesele değil" dedi.

"KAMU İŞÇİSİ BİR DAHAKİ AY ZAMLI ÜCRETİNİ ALMAK İSTİYOR"

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) Genel Başkanı Mahmut Arslan'ın başkanlığındaki heyetler, '2023 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü' görüşmeleri kapsamında Türk-İş Genel Merkezi'nde ortak basın toplantısı düzenledi. Atalay, 6 Şubat'ta yaşanan depremlerin görüşmelerin ertelenmesine sebep olduğunu belirterek, "Aşağı yukarı 20 gündür sözleşme görüşmeleri bizim komisyon tarafından, işveren sendikası ile beraber devam ediyor. Bakanlıkla hiç olmazsa haftada bir iki kere ben de görüşüyorum, Mahmut Bey de görüşüyor, işveren sendikasından arkadaşlarımız da görüşüyor. Her sendikanın her iş yerinin kendine özgü sorunları ve problemleri var. Bizim verdiğimiz teklif yüzde 45 refah payı taban ücreti 15 bin TL. Onun dışında sosyal haklarla ilgili her sendikanın ortak bir talebi 13 maddede yer aldı ve hükümete teslim ettik. Geçen hafta da ilk defa hükümet bize bu heyetin olduğu yerde yüzde 30 verdiler. 10 bin 500 lira da taban ücretine verdiler. Bunun bizim taleplerimizi karşılamadığını kendilerini ifade ettik" diye konuştu.

'ARZU ETTİĞİMİZ RAKAMI BULURSAK ANLAŞIRIZ'

Atalay, taleplerinin bir an önce sözleşme görüşmelerini bitirmek olduğunu ifade ederek, "Aşağı yukarı bu benim 11'inci sözleşmem. Geçmişte insanların böyle 'bir an evvel bitsin' gibi bir taleplerini görmüyordum. Ama ekonomik şartlar, ekonomik sıkıntıdan dolayı insanlarda, 'sözleşme bir an evvel bitsin de ücretim alayım' düşüncesi var. Bu, haklı ve doğru bir düşünce. Onun için geçen hafta Sayın Bakan'a da ondan evvel Sayın Cumhurbaşkanına da ifade ettik. Sayın Bakan konunun ne olduğunu biliyor. Talebimiz arzu ettiğimiz rakamlar olursa bir an evvel yani 10 gün içinde bitirelim. Hak-İş'in de bizim de talebimiz şu; bu ay geçti, bordrolar yapıldı bitti. Bir dahaki ay kamu işçisi, 700 bin işçi, onun çoluğu çocuğu ailesi zamlı ücretini almak istiyor. Bunu 10-15 gün içinde bağlamak durumundayız. Ama arzu ettiğimiz rakamlar olmuyorsa isterse 6 ay sürsün, hiç mesele değil. Arzu ettiğimiz rakamı bulursak masa başında anlaşırız, buna imza atarız. Arzu ettiğimiz rakam olmazsa bunu bağlamanın, anlaşmanın da bir anlamı yok" dedi.

'ANLAŞAMAZSAK SENDİKACI GREV KARARINI UYGULAR'

Atalay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verdiği rakamın yüzde 30 olduğunu söyleyerek, "Diyorlar ki bize; 'biz memura da ocak ayının başında refah payı dahil yüzde 30 verdik, aynısını size de verelim. Bunu kabul etmemizin mümkün olmadığını kendilerine ifade ettik. Bir yerde buluşabilirsek buluşuruz. Buluşamazsak sendikacı ne yapar; grev kararı geldiği zaman grev kararını uygular. Grev kararından önce yapılması gerekenler varsa yaparız. Yani toplumun razı olmayacağı, işçinin memnun olmayacağı bir şeyin altına sendikacılar imza atamazlar, atmazlar" ifadelerine yer verdi.

'ORTAK NOKTADA BULUŞMAK ZORUNDAYIZ'

HAK-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türk Ağır Sanayii Ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası’nın (TÜHİS) verdiği rakamlar beklentileri karşılamadığı için bu rakamlar üzerinde bir mutabakat sağlanmasının söz konusu olmadığını belirtti. Arslan, "Hükümetimizden, TÜHİS'den  ve Sayın Bakan'dan yeni tekliflerini bekliyoruz. Umarım kısa zaman içerisinde bunu gerçekleştiririz. Türkiye’nin yeterince sorun stokları var. Çalışanların gerçekten yüksek enflasyona karşı korunabileceği tek çözümleri sendikalaşma ve toplu sözleşmeleridir. Toplu sözleşmelerde bu sıkıntıları çözemezsek gerçekten sendikal hareketi için de büyük bir sorunla karşı karşıyayız demektir. Türkiye sendikal hareketinin gücünü korumak, Türkiye emek hareketini milli gelirden ve bütçeden daha fazla pay almasını sağlamak için elimizdeki en güçlü imkanımız toplu sözleşmeler. Bu toplu iş sözleşmelerini 2021-2022'de bütün bu sorunları çözebilecek bir argümana dönüştürdüğümüz için 2 yıl aslında sorunsuz yaşamıştık. Ama son dönem yüksek enflasyon, ocak ayından bu tarafa yaşanan ciddi sıkıntılar bizim beklentilerimizi de taleplerimizi de daha da yükseltmemizi sağladı. Türkiye'nin yeni sorunlar yaşamasını istemiyoruz. Çalışma hayatında yeni bir krizin yaşanmasını istemiyoruz. Ama bu krizleri önlemek de taraflara kalıyor. Hem TÜHİS'in hem de biz sendikal hareket olarak ortak bir noktada buluşmak durumundayız. Bunu çaba olarak koyuyoruz, istiyoruz; ama eğer taleplerimiz karşılanmazsa bunun yasal süreçlerini hep beraber göreceğiz" dedi. (DHA)

Editör: MURAT ÖZER