TBMM Genel Kurulu'nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile bağlı kuruluşların 2023 bütçe tekliflerinin görüşülmesine başlandı.
TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplandı. Milletvekilleri, Genel Kurul'da söz aldı. İYİ Parti Grup Başkan Vekili Müsavat Dervişoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya seslenerek, "Kendi ifadenizden söylüyorum sayın bakanım. Diyorsunuz ki 'Haftada 5 bin uyuşturucu satıcısı yakalıyoruz'. Bu; ayda 20 bin, yılda 260 bin uyuşturucu satıcısı anlamına gelir. Bu kadar satıcının olduğu yerde kullanıcı sayısını düşünmek bile istemiyorum. Ya matematikle aranız yok ya da siz Türkiye'yi İçişleri Bakanlığı'nız döneminde bir uyuşturucu merkezi haline getirmişsiniz" diye konuştu.
'ESEFLE DEĞERLENDİRİYORUM'
Bakan Soylu ise Dervişoğlu'na cevaben, "İYİ Parti'nin grup başkan vekilini dinledim ve tavsiyelerini de aldım. Konuşma metnini tamamen iftiraya hem devlete hem bizlere tamamen hakarete ve maalesef tamamen Türkiye Cumhuriyeti'ni suçlayıcı bir anlayışa döndürüp, Türkiye'nin terörle şanlı mücadelesine bir cümle bile ayırmamasını esefle değerlendiriyorum. Hiçbir şey söylemedim, söylemeyeceğim. Ben nasıl dinlemişsem akşamleyin söyleyeceklerimi de yerlerinde oturarak dinlemelerini kendilerine tavsiye ederim. Aynı zamanda da söyleyeceklerimi teker teker not almanızı ve kendi içinizde bir muhasebe yapmanızı da ben size tavsiye ediyorum" dedi. (DHA)
SOYLU VE HDP GRUBU ARASINDA GERGİNLİK
TBMM Genel Kurulu'nda, milletvekillerinin konuşmaları sürerken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile HDP grubu arasında gerginlik çıktı. HDP Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş, HDP'li belediyelere kayyum atanmasının, Kürt düşmanlığı ve halk iradesinin gasbı olduğunu öne sürdü. Ayağa kalkan Bakan Soylu, "Kürt düşmanı sizsiniz. Hepiniz Kürt düşmanısınız, siz insanlık düşmanısınız. PKK'nın çocukları" dedi.
Bakan Soylu, HDP'li Bektaş'ın "Yolsuzluk, hırsızlık, taciz sizin işiniz" sözlerine karşılık PKK'lı teröristlerle fotoğrafları ortaya çıkan tutuklu HDP'li Semra Güzel'in perukla yakalandığını da hatırlatarak "Peruklarınızı takın, asıl PKK'nın çocukları sizsiniz" dedi.
HDP'li Beştaş, "Sizin ağababalarınıza boyun eğmedik. Sizin karşınızda korkacak bir HDP yok. Bu konuda siz, ayaklı bir nefret makinesine dönüştünüz. Daha sözlerime başlarken yerinizden kalkıp öyle bir saldırıya geçmeniz, aslında psikolojinizi de ortaya koyuyor" diye konuştu.
Bakan Soylu, hakaret ve iftira silsilesiyle karşı karşıya kaldıklarını belirterek, "Kürt düşmanı kimdir, biliyor musunuz? 10 yaşındaki çocuğa kalaşnikof veren PKK ve HDP'dir. Hiç masum gibi bakma. Kimin kaçırdığını, kimin dağa gönderdiğini, annelerin sana bela ve nefret ettiğini herkes bilmektedir ve cümlem şu; 'Burada tülbent atan Remziye Tosun sadece PKK ve Kandil'in elemanıdır'. Devletin bütün kayıtlarında bu böyledir. Aynı zamanda son 5 yılda 1230'un üzerinde Türkiye'ye teslim olan PKK terör örgütünden kişiler var, teröristler var. Geldiler ve bize 'HDP bizi dağa gönderdi' dediler. Asıl hesabı siz vereceksiniz siz" dedi. (DHA)
'IRKÇILIK' TARTIŞMASI
TBMM Genel Kurulu'nda, Konya'daki ‘Dedeoğulları ailesi’ cinayetinde 7 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili 'ırkçılık' tartışması yaşandı. HDP'li Meral Danış Beştaş, Ülkü Ocakları ve MHP'nin olayı sahiplendiğini belirterek, "Ben kendi adresime gelen yorumları okusam, binlerce ölüm tehdidi aldım. Neymiş; somut bir olayı ifade ettiğim için. Şu anda suç duyuruları yapıyorum. Neyse ki çok şükür ki Türkiye'nin ezici çoğunluğu sizin partiden değil. İnşallah baraj altında da kalacaksınız ve bu düşünce ilelebet bitecek çünkü siz ırkçılığı üretiyorsunuz. Milliyetçiliği üretiyorsunuz. Dedeoğulları katliamı ırkçı bir katliamdır. 7 kişilik bir Kürt ailesi, Kürt olduğu için öldürülmüştür" ifadelerini kullandı.
'MİLLETİ IRKLA ÖLÇÜLENDİREN BİR HAREKET DEĞİLİZ'
MHP Grup Başkan Vekili Muhammet Levent Bülbül, kürsüden Beştaş'a yanıt verdi. MHP'nin kendisini HDP'ye ispat etme gibi bir durumunun olmayacağını söyleyen Bülbül, "Bu bizim için züldür. Biz fikirlerimizi sadece bugün ortaya koyan nevzuhur bir yapı değiliz. Bizim ne düşündüğümüz ne konuştuğumuz dünden bugüne bellidir. Biz milleti ırk, soy, kafatası yapısıyla, şunla bunla ölçülendiren bir insan ya da hareket değiliz. Aynı zamanda bu millet de öyle bir millet değil. Bizler hiçbir şeye bakmaksızın sadece mensubiyet duygusuna ve mensubiyet şuuruna bakıyoruz. Ben Kürt olup 'bu vatan için bu millet için canımı feda ederim' diyen birini; özbeöz soy olarak Türk olup, Türkmen olup bu vatan için bu millet için her türlü kötülüğü yapmaktan kendini geri koymayan, her türlü hainliği yapanlara karşı, hayatım boyunca başımın tepesinde taşıdım. Ne münasebet. Kalkıp da 250 bin Kürdü Suriye'de PYD/YPG, topraklarından sürecek, yine tırnak içinde 'Kürt düşmanlığı' yapan Türkiye, onları bağrına basacak, aş verecek, okul verecek ondan sonra 'Kürt düşmanı' biz olacağız; öyle mi? Yemezler" diye konuştu.
'HER MESELEYİ, TÜRK-KÜRT KAVGASINA DAYANAK TEŞKİL ETMEK IRKÇILIKTIR'
Ardından söz alan İçişleri Bakanı Soylu, olaya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
"Bugünkü gibi hatırlıyorum. Antalya Manavgat'ta yangındayken böyle bir müessif olayla karşı karşıya kalındı. Sayın Cumhurbaşkanımıza bu olayı ifade ettikten sonra biz, yangının içerisinden çıktık ve bir helikopterle Konya'ya gittik. Aileye gittik ve orada ailenin büyükleriyle birlikte olduk. Ailenin büyüklerinin ilk söylediği cümleyi ve birtakım ayrıntıları ifade edeceğim. Başsağlığı diledik. Ve zaten bu olayın hiçbir tarafının kabul edilemez olduğunu söylemek gereksizdi. Çünkü bu bir katliam ve bu hiçbirimiz tarafından hem kabul edilemeyecek hem de hiçbir şekilde bir tarafa sığdırılabilecek bir olay değil. Ailenin en büyüğü orada, 'Sayın Bakan bu olayın Türk-Kürt meselesiyle herhangi bir ilişki yoktur' birinci söylediği. Sonra biz çıktık. Orada bir konuşma yaptık. Onlar da bir değerlendirme yaptı. Oradan başsağlığı dileyerek ayrıldık. O günden itibaren 7 kişi hayatını kaybetti. Katil yaklaşık 3'üncü gün yakalandı. Arkadaşlarımız burada hakikaten önemli bir çaba sarf ettiler; çünkü katilin yakalanmaması başka bir sonucu getirebilirdi. Her meseleyi, her fırsatı ayrımcılık, tam da bu kürsülerde söylendiği gibi ırkçılık haline getirmek Türkiye'de bir Türk-Kürt kavgasına, meselesine bunu bir dayanak teşkil etmek ırkçılığın kendisidir." (DHA)
'ŞEREFSİZSİN' POLEMİĞİ
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, genel kurulda konuşması esnasında geçtiğimiz 7 Aralık Çarşamba günü TBMM'de nöbetçi olduğunu hatırlattı. Altay, "Burada bütçe görüşmeleri yaptık. Ticaret Bakanımıza, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımıza ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımıza teşekkür ettim. Şunun için; bugün biraz önce gördüğünüz gibi TBMM Genel Kurulu'na parmak sallama hadsizliğinde bulunmadıkları için. Tekrar onlara teşekkür ediyorum" dedi.
Altay "Sayın bakan siz buraya bütçe istemeye geldiniz. Para istemeye geldiniz. Bu mecliste hiçbir siyasi parti grubuna, hiçbir milletvekiline hadsizlik yapmak, parmak sallamak sizin işiniz değil. Buranın huzurunu daha fazla kaçırmayın. Belgeyse belge, bilgiyse bilgi. Bu konuşma dosyam, bu da senin yapacağın konuşmadan sonra açacağım dosya" diyerek İçişleri Bakanı Süleyman Soyluya yönelik olarak "Elinden geleni ardına koyarsan şerefsizsin" dedi.
TBMM BAŞKANVEKİLİ BİLGİN, CHP'Lİ ALTAY'I SÖZLERİNDEN DOLAYI UYARDI
Bu sözlerin ardından AK Parti sıralarından tepki geldi. Altay ise AK Parti milletvekillerine dönerek 'O başlattı' dedi. Altay, "Ana muhalefet partisine, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda aynı kelimeyi kullandı. Dün akşam tweet atıyor. Tehdit tweetleri atıyor. Hiç sizi dinleyecek halim yok. O kelimeyi genel başkanımız için 2 defa kullandı. Bir kere değil. Plan ve Bütçe de kullandınız sonra bir daha kullandınız. Misliyle size iade ediyorum. Devlet ile hükümeti karıştırmayacaksınız" ifadelerini kullandı.
Altay'ın konuşması esnasında TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, araya girerek Altay'ı kullandığı kelimeden dolayı uyardı. Bilgiç, "Sayın bakan bugün bu kelimeyi kullanmadı. Açıp tutanaklara bakarım. Sayın Altay, İç Tüzük Hükümlerine uygun kaba ve yaralayıcı söz söylemeden konuşmanızı yapmanızı istiyorum. Bugün burada kimse bir şey söylemedi. Burada söylenmedi. Bugün sizin dışınızda kimse bu lafı etmedi" dedi.
Bilgiç, AK Parti ve CHP milletvekillerinin arasında çıkan sözlü sataşma ve tartışmanın ardından genel kurula 15 dakika ara verdi. (DHA)
BAKAN SOYLU SUNUM YAPTI
İçişleri Bakanı Soylu, TBMM Genel Kurul Bütçe Görüşmelerinde konuştu. Soylu'nun konuşması esnasında 2 kere CHP'li ve HDP'li vekillerin tepkileri nedeniyle ara verildi.
Bakan Soylu, "Biz terörle mücadele kitabı yeniden yazmayıp da ABD'den yazılan makalelerden öğrenseydik yılda 5 bin 558 kişinin katılım yaptığı PKK'nın bugün sınırlarımız içerisindeki terörist sayısını hem de tarihin en büyük dış desteğini aldığı bir dönemde, 120'ye; katılım sayısını da geçen yıl 71'e, bu yıl 52'ye düşürmezdik. Doğrudur; biz hepsinin ayakkabı numaralarını biliyoruz. Doğrudur; hepsinin isimlerini fotoğraflarını biliyoruz ama sadece biz bilmiyoruz. Amerika da biliyor, Avrupa'da biliyor, PKK terör örgütü de biliyor; herkes biliyor. Bu gazi meclisin çatısı altında PKK'nın avukatlığını yapan HDP de biliyor. Eğer biz terörle mücadeleyi batılıların aklına ve buradaki avukatlarının aklına göre yapsaydık bugün Cizre'de, bugün Cudi'de festivaller yapılmazdı. Kapalı yaylalar, köyler; Ağrı'da kodlama sınıfları açılmazdı. 2016'dan 2020'ye kadar kimsenin tıp fakültesi kazanamadığı Hakkari'de 2020'de 4, 2021'de 19, 2022'de 26 evladımız tıp fakültesi kazanamazdı" dedi.
'GÜNEYDOĞU'DA AŞ VAR, İŞ VAR, GELECEK VAR'
Soylu, konuşmasını şöyle devam etti:
"FETÖ'cülerin yazdığı makaleleri de okumadan yaptık. O da doğrudur. Eğer öyle yapsaydık bugün Doğu Ekspresi'nde boş yer bulurdunuz. Doğu ve Güneydoğu otellerinde boş yer bulurdunuz. Hakkari Kaya tesislerinde boş yer bulurdunuz ama HDP'nin Kandil'e çektiği belediyelerdeki servislerde yer bulamazdınız. Çok şükür; şimdi ne belediye aracıyla Kandil'e servis çekenler var ne terörist cenazesine ne de terör eylemlerine tahsis edilmiş araçlar var. Biz sizin ağababalarına boyun eğmedik, size hiç boyun eğmeyiz. HDP'li belediyeler ağırınıza gidiyor. Ne belediye başkanını PKK adına bodrumlarda sorgulayıp PKK adına tokatlayanlar var. Ne HDP'li belediyelerden kandırılıp dağa gönderilen gençler var ne HDP'li belediyeden teröre akan para var, teröre akan yollar var. Ne kapalı yollar var ne kapalı çelenkler var ne yakılan kütüphaneler ne yakılan camiler ne çöpü toplanmayan şehirler var. Onun yerine Güneydoğu'da iş var, aş var, gelecek var"
'29 EKİM 2023 TARİHİNDE DAĞLARDA BİR TEK TERÖRİST KALMAYACAK'
Soylu, artık doğu ve güneydoğuda huzur iklimin hakim olduğunu bildirerek, "Burada gazi meclisin huzurunda söylüyorum; her türlü terörle mücadeleyi yapıyoruz. İçeride nefes aldırmıyoruz. Dışarıda; Pençe Kilit'le, bütün harekatlarımızla terör örgütünün olduğu her yerde varız. 'İnlerine gireceğiz' diye söz vermiştik. İnlerine girdik. Girmeye devam ediyoruz. Tam 27 dönem hizmet etmiş bu meclisin huzurunda, bu ülkenin bir evladı olarak söylüyorum; yıllarca bize çok çektirdiler. Çok bedeller ödettiler. Çocuklarımızın ümitlerini aldılar. 29 Ekim 2023, cumhuriyetin 100'üncü yılında bu ülkenin sınırlarında, dağlarda bir tek terörist kalmayacak. 21'nci yüzyılın hem dünyayı hem de Türkiye'yi tehdit eden sorunu sadece terör değildir. Birileri uyuşturucu meselesini ancak seçime 1 yıl kala notlarının arasına almıştır. Ama İçişleri Bakanlığı olarak sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın riyasetinde 15 Temmuz'dan sonra özellikle FETÖ'cüler teşkilatımızdan temizlendikten sonra uyuşturucuyla mücadele konusunda büyük bir gayretin ve ciddi bir stratejinin içerisindeyiz"
'MADDE BAĞLANTILI ÖLÜMLER YÜZDE 71 AZALDI'
Soylu, Türkiye'de uyuşturucu suçlarından hapishanelerdeki tutuklu sayısının 15 Temmuz'da 36 bin, bugün ise 120 bin sayısını aştığını vurgulayarak şöyle konuştu:
"Biz bir mücadeleyi ortaya koyuyoruz. Burada 'ayaklarını kırın' dediğimde şu sıraların her birinin bana itiraz ettiği sözde esas itibariyle kararlılığımızı ortaya koyduk ve Türkiye'yi teslim almaya, Avrupa gibi teslim almaya çalışılan uyuşturuculara müsaade etmedik. Bu yılki sayı; 15 Temmuz'da 81 bin uyuşturucu operasyonu vardı, 3 katı aştık bugün 223 bin operasyon yapıyoruz yılda hala bitmedi. Tüm bu saha baskısının sonunda madde bağlantılı ölümler yüzde 71 azaldı. 2017'de uyuşturucudan hayatını kaybedenlerin sayısı 941'di. 2021'de bu sayı 941'den 270'e düştü. 2022'de madde bağlantılı ölümlerde düşüş halen devam ediyor. Başarıyı görmek için elbette kıyaslama yapmak lazım. Uyuşturucu bağlantılı ölüm sayısı Norveç'te 85, İrlanda'da 73, Almanya'da 29, Belçika'da 19, Yunanistan'da 38, ABD ise 324. Türkiye'de ise 5. Bu kıyaslamayı yapmak lazım"
'NİYE İŞİNİZE GELMİYOR?'
Soylu, son 2 buçuk yıldır uyuşturucu ile mücadelede bütün sistemlerini harekete geçirdiklerini ifade ederek, "Bu işler ciddi işlerdir. Bu işler öyle mutfaktan video çekmeyle yapılacak işler falan değildir. Bu gazi meclis şunu bilsin uyuşturucu ile mücadelede biz sonuna kadar devam edeceğiz. Ama buradaki arkadaşların bir soruyu sormasını isterdim. Uyuşturucu ile mücadeledeki raporlarda her şey var da acaba PKK'dan yakaladığımız uyuşturucular yok mu? Avrupa Uyuşturucu Raporu'nda Avrupa'daki uyuşturucunun PKK'dan satıldığı yok mu? 2 milyar dolar yıldan en az para kazandıkları yok mu? Yılda benim jandarmam, polisim, oradaki koruyucum tam 110 milyon kenevir yakalıyor. PKK'nın finansmanın kökünü kurutuyor; o yok mu? Niye işinize gelmiyor? Niye bu mücadeleyi ortaya koymuyorsunuz, hiçbiriniz söylemiyorsunuz" dedi.
'CHP TARİHİNDE İLK KEZ MAHKEME BASIP DEVLETİN İTİBARINA SAVAŞ AÇMIŞTIR'
Soylu, konuşmasının devamında, "Bir müjde daha vereyim; jandarma, ilk yerli skorksy helikopterini inşallah bir hafta içerisinde teslim alıyor ardından ilk genel maksatlı helikopteri inşallah yıl bitmeden veya yılın hemen akabinde Gökbeyimizi teslim alacak. Salgından göçe kadar şehir hastanelerine kadar hiçbir tehditte aciz kalmamış, hiçbir afette 'nerede bu devlet' dedirtmemiştir. Ancak bu 27'nci döneme gelene hiçbir dönemde sınırımızda 'YPG olabilir' diyerek teröristlere teşrifatçılık yapan bir milletvekili olmamıştır. Cumhuriyet'in kurulduğu, Hatay'ın Türkiye katıldığı anlayıştan gelip Misak-ı Milli sınırları içerisinde kalan yerleri PKK'ya teklif ederek sonrada utanmadan 'sınır namustur' diyen bir acizliğe bu çatı altında hiçbir dönem düşülmemiştir. Bir ana muhalefet partisi hiçbir dönemde devletin itibarına bu dönemki kadar saldırmamıştır. CHP tarihinde ilk kez mahkeme basıp, kamu kurumlarını basıp devletin itibarına savaş açmıştır. 40 yıldır 'terörle mücadele' diyoruz" diye konuştu.
'KOLTUĞUNUZUN ALTINDA HAÇ VAR'
Soylu, CHP sıralarına dönerek şu sözlerde bulundu:
"Askerimiz, polisimiz, jandarmamız, koruyucumuz 40 yıldır bu mücadelede hiçbir zaman, ilk kez CHP'yi bu millet PKK'nın, PYD'nin safında ve yanında görmüştür. Kimyasal silah iftirası atanlara destek olurken görmüştür. Mersin'de, İstiklal Caddesi'nde olduğu gibi PKK'yı aklamak için çırpınırken görmüştür. Defalarca darbelere, muhtıralara maruz kalmış bu gazi mecliste zaman zaman gönlü darbecilere yakın elbet kişiler olmuştur ancak 15 Temmuz'a gelene kadar hiçbir dönemde hiçbir ana muhalefet partisi genel başkanı darbe konseyine isim babalığı yapmamıştır. Hiç kusuru bakmayın. Bizim ne alnımızda ayıp ne de koltuğumuzun altında haç var haç. Biz bu halkı sevdik ve biz bu ülkeyi sevdik. Namuslu bir hikayen varsa seni hiç kimse satın alamaz. Eğer namuslu hikayen yoksa ir hamburgere satılırsın bir hamburgere. Elbette bu meclise 'gazi meclis' demeye dilleri varmaz. Gazilik ve şehitlik gönüllerine yatmaz. Meselemiz devletin itibarı meselesidir. 'Uyuşturucu parasıyla, kara parayla cari açığı kapatıyorlar' iftirasını size attırmayız" şeklinde konuştu.
'AMERİKA'NIN ÇOCUKLARI'
Soylu, ayrıca CHP milletvekillerine yönelik, "HDP ile PKK ile tarihin en kirli iş birliği içerisindesiniz. Plan ve Bütçe komisyonlarında da aynı kalemden çıktı. Orası da aynı orası da aynı. Siz de aynısınız. Amerika'nın çocuklarısınız sizler. Amerika'nın çocukları. Yenileceksiniz" dedi. (DHA)
Bu haber DHA’nın abonelerine gönderdiği içerik doğrultusunda yayınlanmıştır. haberchannel.com editörleri bu habere herhangi bir editoryal müdahalede bulunmamıştır. Haber içeriklerinden hukuken ilgili ajanslar sorumludur.