Uluslararası Yatırım ve İş Dünyası Konfederasyonu (ULUSKON) Genel Başkanı ve Uluslararası İnsan Hakları Savunma Komitesi (IHRDC) İyi Niyet Elçisi Nezaket Emine Atasoy, “2023’ün ikinci yarısından itibaren ekonomimizde genel manada bir iyileşme bekliyorum. Türk şirketlerinin, ülkemizin jeopolitik konumunun sağladığı küresel fırsatlardan yararlanarak ekonomideki iyileşme trendinin bir parçası olma yönünde çaba harcamaya odaklanmaları gerektiğine inanıyorum. Doğru yatırım ve izlenecek doğru stratejilerle, sağlık turizminin önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin cari denge sorununu ortadan kaldıracak büyüklükte bir artışa öncülük edebileceğini değerlendiriyorum” dedi.

ULUSKON Başkanı Nezaket Emine Atasoy, ekonomiye ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Atasoy, merkez bankalarının sıkı para politikası uygulamalarının, beraberinde küresel boyutta resesyon riskini ortaya çıkardığını söyledi. Başkan Atasoy, Rusya-Ukrayna savaşı ve son dönemde Tayvan konusu üzerinden artan ABD-Çin gerginliğinin küresel ekonomi ve ticarete dair önemli riskler oluşturduğunu ifade ederek, “Türkiye ise küresel risklere ek olarak öngörülebilir para ve kur politikasını oluşturmaya çalışıyor. Enerji güvenliği sorunu yaşamayan ancak cari denge sorunu ve sıcak paraya ihtiyacı devam eden Türkiye, Avrupa ile paralel bir şekilde yüksek enflasyonu kontrol altına alma arayışlarını sürdürüyor. Öte yandan, enflasyon ve artan döviz fiyatlarıyla birlikte yükselen maliyetler, ekonomimize önemli oranda hasar bırakma potansiyeline sahip olmasıyla dikkatimi çekiyor. Tüm olumsuzluklara rağmen, artan ihracat verilerini sevindirici buluyorum. Ancak emtia ithalatçısı bir ülke olmamız nedeniyle kronik hale gelen dış ticaret açığımızı, turizm gelirleri ve rekabetçi kur ile dengeleme arayışlarımızın bu yıl da devam etmesini bir zorunluluk olarak görüyorum” dedi.

‘SERMAYE MALİYETLERİNİ AZALTICI TEŞVİKLER SUNULMASINA İHTİYAÇ VAR’

Geçen yıl yürütülen diplomatik çabaların sonucunda Körfez ülkeleri ile ilişkilerde tekrar olumlu bir seyir yakalandığını belirten Atasoy, şunları söyledi:

“Bu durum, ülkemizin brüt döviz rezerv pozisyonunun güçlendirilmesinde körfez sermayesinin de devreye sokulmasına hizmet etti. Körfez ülkeleri varlık fonlarının Türkiye’de yatırım fırsatı arayışlarını sürdüreceklerini değerlendiriyorum. Ayrıca Rusya'dan alınan doğalgaz ödemelerinin bir kısmının ertelenmesinin, dış finansman baskılarını hafifletici bir rol oynayacağına inanıyorum. Değişen küresel dengeleri ve dinamikleri iyi okuyan Türkiye’nin, lojistik avantaj sağlayan coğrafi konumunun yanı sıra görece düşük maliyetli ve kalifiye iş gücüyle küresel değer zincirinde rekabetçi şekilde konumlanmış olmasından yararlanması gerektiğine inanıyorum. Şüphesiz Türk şirketleri, ekonomik aktivitelerdeki belirsizliklerin gölgesinde dayanıklılıklarını artırmanın yollarını arıyorlar. Maalesef bu yıl boyunca da şirketlerimiz için sermaye kullanma maliyeti yüksek kalmaya devam edecek gibi gözüyor. Bunu aşmak için hükümetimizin özellikle ihracat odaklı faaliyet gösteren şirketlerimizin sermaye maliyetlerini azaltıcı teşvikler sunmasına ihtiyaç bulunduğunu değerlendiriyorum.”

‘İHRACAT POTANSİYELİMİZİN ARTARAK DEVAM EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM’

Başkan Atasoy, yatırımcıların seçim döneminden geçen tüm ülkelerdeki gibi dikkatli bir duruş sergilediklerini kaydederek, “Bu geçici dönem sonrasında, 2023’ün ikinci yarısından itibaren ekonomimizde genel manada bir iyileşme bekliyorum. Yine ihracat potansiyelimizin, ihracat pazarları çeşitlendirmesiyle birlikte artarak devam edeceğini düşünüyorum. Türk şirketlerinin, ülkemizin jeopolitik konumunun sağladığı küresel fırsatlardan yararlanarak ekonomideki iyileşme trendinin bir parçası olma yönünde çaba harcamaya odaklanmaları gerektiğine inanıyorum. Bu çabalara paralel olarak, yükselen bir sektör olarak gördüğüm sağlık turizmine odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sağlık hizmet harcamaları, makro durgunlukla karşı dayanıklı bir alan olarak öne çıkıyor. Sağlık sektöründe teknolojinin devreye girmesi, maliyetleri ve iş gücünü azaltması ve verimliliği ve sonuçları iyileştirmesi ülkemiz için önemli fırsatlar sunuyor. Doğru yatırım ve izlenecek doğru stratejilerle, sağlık turizminin önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin cari denge sorununu ortadan kaldıracak büyüklükte bir artışa öncülük edebileceğini değerlendiriyorum” ifadelerine yer verdi.

Editör: MURAT ÖZER