Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milletimiz iktidara giden yolu, milli irade yerine Kandil’de ve Pensilvanya’da arayanlara kırmızı kart göstermiştir'' dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Keçiören Taha Akgül Spor Salonu’nda 'Keçiören Sivil Toplum Kuruluşları ve Muhtarlar Buluşması'nda konuştu. Erdoğan, "Şu anda 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı parlamentoda bir zemin oluşturdu. Bu ne demektir; yani yasama organı olarak Cumhur İttifakı’nda biz varız. Ve milletimiz ‘güçlendirilmiş parlamenter demokrasi’ laflarını filan ayaklarının altına aldı. Ne dedi; ‘Cumhur İttifakı ile yola devam’ dedi. Milletimiz 3 ayda, 5 ayda, 8 ayda bir hükümetlerin değiştiği o eski Türkiye günlerine geri dönme tekliflerini reddetti. Hale bak ya; koltuk paylaşımı yapıyorlar. Ve bu koltuk paylaşımında düşünün; toplamı 1 puan eden bu malum partiler, hesap uzmanı ya bay bay Kemal, ondan yaklaşık 40 tane milletvekilini aldılar, 1 puanla. Bu nasıl iştir; bu nasıl bir hesap uzmanıymış. Bununla CHP ayakta kalabilir mi? İnşallah önümüz apaçık ve 21 yılı inşallah farklı bir şekilde devam ettireceğiz, farklı bir şekilde geleceğin Türkiye’sini kuracağız. 'Türkiye Yüzyılı' diyoruz ya; işte Türkiye Yüzyılını biz sizlerle beraber kuracağız. Milletimiz iktidara giden yolu, milli irade yerine Kandil’de ve Pensilvanya’da arayanlara kırmızı kart göstermiştir. Bunlar talimatı nereden alıyor? Kandil’den alıyor. Kandil’in sokaktaki eşkiyalarından, teröristlerden alıyor. Biz nereden alıyoruz? Biz Allah’tan alıyoruz, milletimizden alıyoruz. Farkımız bu. Bugüne kadar böyle geldi bundan sonra da böyle gideceğiz" dedi. 

'BU REZERVİ YİNE YAKALAYACAĞIZ'

Erdoğan, muhalefete eleştirilerini sürdürerek şöyle dedi:

"Milletimiz ekonomisini Londra’daki tefecilere, IMF komiserlerine teslim etmek isteyenlere ‘hadi oradan’ demiştir. Ne diyor Bay Bay Kemal; Londra’dan 300 milyar dolar getirecekmiş. Ya senin her yerin hesap uzmanı olsa ne yazar. Yanındakiler hesap uzmanı olsa ne yazar. Sen ne hesap biliyorsun, ne kitabın var ? Biz sizin bildiğiniz hesapları unuttuk. Ve bunlar otellerin lobilerinde, sözcüsü ve bir de İYİ Parti’nin malum Merkez Bankası'nda bir zamanlar görev yapan kişisi ile IMF komiserleri ile görüştüler. Ve IMF komiserleri ile yaptıkları görüşmelerde bize tavsiyede bulundular; ‘IMF’den borç alın’ dediler. Biz de dedik; 'Hayır.' Biz IMF ilişkimizi 2013’te kestik. 23,5 milyar dolar borcumuz vardı. Bu borcu sıfırladık 2013’te. O zaman Merkez Bankamızın rezervi 27,5 milyar dolardı. Gümbür gümbür yürüdük. Başbakanlığım döneminde bir ara 135 milyar dolara biz rezervi çıkardık. Yine inşallah bu rezervi yakalayacağız. Çünkü bu konuda kararlıyız. Bizim sıkıntımız yok."

'SİZ BUNLARIN OYUNLARINA BAKMAYIN'

Erdoğan, aynı kararlılıkla yola devam edeceklerini belirterek, "Siz bu spekülatörlerin yaptığı oyunlara bakmayın. Bu Bay Bay Kemal’in ve avanesinin yaptığı oyunlara bakmayın. Bunların hepsi gelip geçici işlemlerdir. Türkiye ayakta mı ona bakın. Milletimiz yabancı dergi kapakları üzerinden kendisine parmak sallayan güçlere teslim olmayacağını defalarca ilan etmiştir. Buradan 14 Mayıs’ta ‘İstikrar sürsün Türkiye büyüsün’ diyen tüm vatandaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Meclis'te oluşan bu tabloyu daha da güçlendirerek 28 Mayıs’a taşımamız gerekiyor" diye konuştu.

'EN BÜYÜK RAKİBİMİZ REHAVETTİR'

Erdoğan, yasama, yürütme ve yargı arasında güç çekişmesinin yaşanmasına müsaade etmediklerini belirterek, "Her organın kendi yetki alanı içinde kalmasını sağlayarak ülkemizin siyasi istikrarsızlığa sürüklenmesine engel olduk. Yol vermedik. Elbette bunu da aziz milletimizin yardımıyla başardık. Siz bize sahip çıktınız. Biz de sizin hakkınızı, hukukunuzu koruduk. Siz bize itimat ettiniz. Biz de sizin emanetinize asla halel getirmedik. Siz bize destek verdiniz. Biz de hep diklenmeden dik durduk. Bundan sonra bu şekilde yolumuza devam edeceğiz. Önümüzde sayılı günler var. 4 gün. 4 gün sonra yeniden seçim var. Pazar günü oy verme dışında hiçbir plan yapmayacağız. Sabah erkenden sandıklara giderek oyumuzu kullanacak, irademizi göstereceğiz. Bizimle birlikte eşimizin, dostumuzun, komşumuzun da muhakkak sandığa gitmelerini sağlayacağız. Rehavete kapılmak yok. Zafer sarhoşluğuna girmek yok. Olmazsa olmaz sandık. Ve sandıkta da inşallah zafere yürüyeceğiz. Unutmayın; 28 Mayıs’ta bizim rakibimiz asla CHP Genel Başkanı değildir. Bizim en büyük rakibimiz rehavet, boş vermektir, ‘zaten öndeyiz, nasıl olsa kazanırız’ duygusuna kendimizi kaptırmaktır. Bunun için zafer sarhoşluğu zehrinin yayılmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz" dedi.

'PEK ÇOK ALGI BALONUNUN PATLAMASINA ŞAHİTLİK ETTİK'

Erdoğan, gerek Ankara gerek Türkiye olarak 14 Mayıs günü demokrasi adına çok başarılı bir sınav verdiklerini dile getirerek, "Tüm provokasyonlara rağmen milletimiz adeta sandığa akın etti. Millet tercihini özgürce yansıttı. Tüm siyasi partilerden vatandaşlarımız olgunluk içinde, huzur ve barış içinde oylarını kullandı, kararlarını beyan etti. Yıllarca bize demokrasi nutukları atan Avrupa ülkelerini bile kıskandıran rekor bir oranla Türk Milleti iradesini ortaya koydu. 14 Mayıs’ta sadece Türk demokrasinin gücünü görmedik, aynı zamanda pek çok algı balonunun patlamasına da şahitlik ettik. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı; aman yarabbi, ne açıklamalar yaptı. Ankara’nın Büyükşehir Belediye Başkanı birlikte ne açıklamalar yaptı. Şimdi bunların tamamını pazar günü sandığa gömmeye hazır mıyız? Öyleyse durmak yok yola devam" diye konuştu. 

'DİKTATÖR İŞİNİ 1'İNCİ TURDA BİTİRİR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sürecinde uluslararası basında sinsi ve psikolojik harekatlar yapıldığını belirterek, "Muhalefetin meydan meydan tekrarladığı yalanlar ve bühtanlar vardı. Zaten Bay Bay Kemal’in yalandan başka sermayesi yok ki. Akşam yalan, sabah yalan. Ve bir de CHP Genel Başkanı ve şürekasının körüklediği korku siyaseti vardı. İşte 14 Mayıs gecesi sandıkta tecelli eden iradeyle tüm bunları çöpe attık. Diktatörlük söylemlerinin tamamen safsatadan ibaret olduğunu gösterdik. Düşünün; diktatör 2'nci tura kalır mı? Diktatör işini 1'inci turda bitirir. Hem de yüzde 90'larla bitirir. Dünyada bunun örnekleri çok. Biz diktatörlüğe değil, milletimizin gönlünü kazanmaya hasretiz. Bizim durumumuz bu. Milletimize dergi kapaklarından ayar verilmeyeceğini biz tüm dünyaya gösterdik. Türk milletinin iradesine zincir vurulamayacağını gösterdik. Yalan, iftira ve korku siyasetiyle seçim kazanılamayacağını gösterdik. Bölücüler ve FETÖ'cülerle yol yürünmemesi gerektiğini gösterdik. Tüm bunlarla birlikte Türkiye'nin gücünü, Türk demokrasisinin ulaştığı olgunluk seviyesini, milletimizin basiret ve ferasetini dost, düşman herkese tekrar gösterdik" dedi.

'CHP'Lİ VATANDAŞLARIMIZA HAKARET EDİLMESİNİ KABUL ETMİYORUZ'

Erdoğan, sandıkları bayram yerine çeviren tüm vatandaşlara teşekkür ederek, "Rabbim sizlerden razı olsun. Ancak sizlerin bu duruşunu hazmedemeyenler de çıktı. Gerçekten de o gece demokrasimiz adına hiç yaşamak istemeyeceğimiz tavırlara, yalanlara şahit olduk. Daha sandıkların 10’da biri dahi açılmadan basın mensuplarını toplayıp CHP genel başkanını cumhurbaşkanı ilan ettiler. Geride olduklarını bal gibi bildikleri halde, 'öndeyiz, kazanıyoruz' diyerek seçmenlerini kandırmayı denediler. Gece boyunca hiç ara vermeden bu yalan furyasını inatla sürdürdüler. Şimdi çıkmışlar bir de utanmadan, arlanmadan 'Kandırdıysak CHP’lileri kandırdık, bundan size ne' diyorlar. Hatalarını kabul etmek, milletten ve CHP’li vatandaşlarımızdan özür dilemek yerine çamura yatarak paçayı kurtarmaya çalışıyorlar. Çok açık ve net söylüyorum; biz bize oy vermese de CHP’li vatandaşlarımıza böyle davranılmasını, böyle hakaret edilmesini, böyle aşağılanmasını kabul etmiyoruz. Her seçim öncesinde CHP’li seçmene istemedikleri adayın bizzat genel başkanları tarafından 'tıpış tıpış oy vereceksiniz' denilerek dayatılmasını içimize sindiremiyoruz. Bu ne demek ya; 'tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz.' Koltuklarını kaybetmek istemeyen siyasetçilerin her ne sebeple olursa olsun milletimize yönelik kibirli dil kullanılması asla hoş görülemez. Böyle siyaset olmaz, böyle siyaset yapılmaz. Gazinin hürmetine hala CHP'ye oy veren vatandaşlarımızın da bu dayatmalardan rahatsız olduğuna inanıyorum. Yine bu vatandaşlarımızın mevcut CHP yönetiminin bölücüler ve FETÖ’cüler ile yaptıkları pazarlığa da itiraz ettiklerini biliyorum" ifadelerini kullandı.

'SENİN O TERÖRİSTLERDEN NE FARKIN VAR'

Ardından salondaki vatandaşlara HDP milletvekillerinin görüntülerini izleten Erdoğan, "Kandil'deki PKK elebaşlarının hemen her gün çektikleri videolarla Kılıçdaroğlu’na oy istemesi en çok samimi CHP’lileri rencide ediyor. Pensilvanya’daki alçakların CHP’nin başındaki zatın reklam ajansı gibi çalışmaları en çok bu vatandaşlarımızın başını öne eğdiriyor. CHP’nin başındaki zatın aylardır ses çıkarmadığı açıklamalar bunlar. Bu ne demektir; Bay Bay Kemal senin o teröristlerden ne farkın var? Onlar sana destek veriyorlar. Sen kalkıpta 'Sizin desteğinize ihtiyacım yok' diyebiliyor musun; diyemiyorsun. Niye; oradan gelen destek senin bal kaymak. Öbürü ne diyor; Gazi Mustafa Kemal’e saldırıyor. Ardından ne diyor; 'it sürüleri' diyor. Bu da HDP'li. Hani nerede Bay Bay Kemal? En ufak bir şey söylemiyorsun. Söyleyemez. Çünkü kapalı kapılar ardında bunlarla yaptığı görüşmeler ortada. Her şey bu kadar açık ve nettir. Özetin özeti mahiyetindeki tüm bu rezilliklerle ilgili şimdiye kadar masadan bir itiraz duydunuz mu? Muğlak, nereye istersen oraya çekilecek 1-2 cümle dışında masanın buna itiraz ettiğini gördünüz mü? İtiraz etmedikleri gibi gittiler bunlarla 'kana kan, intikam intikam' çağrıları altında Van'da ortak miting yaptılar" diye konuştu.

'CUMHUR İTTİFAKI'NA MİLLİYETÇİLİK DERSİ VERMEYE YELTENİYORLAR'

Osman Kavala'nın Gezi olaylarının mimarı olduğunu, Selahatttin Demirtaş'ın da Diyarbakır'da 51 Kürt vatandaşı şehit eden bir terörist olduğunu söyleyen Erdoğan, "Meydan meydan dolaşıp 6-8 Ekim olaylarında, aralarında Kurban eti dağıtan Yasin Börü evladımızı, 51 Kürt kardeşimizi bunlar Diyarbakır şehit ettiler mi? Bu Selo, o çağrıyı yapan terörist değil mi? Şimdi ne diyor; 'Selo'nun ne günahı var?' diyor. 'Kavala'nın ne günahı var?' diyor. Kavala, Gezi olaylarının mimarı. Selo da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan terörist. Şimdi ne diyor; 'çıkaracağım onu ben' diyor. 'Onun içeride duruşu beni rahatsız ediyor' diyor. Kim; Bay Bay Kemal. Benim vatansever, milliyetperver tüm vatandaşlarım, Ankaralı hemşehrilerim, İstanbullu kardeşlerim, tüm Türkiye inanıyorum ki pazar günü bunlara gereken dersi sandıkta verecektir. PKK'nın kurulduğu köye gidip 'buralara bahar gelecek' diye video çektiler. PKK ve sol örgütlerin sembolü olan zafer işaretleri ile milleti selamladılar. Yani 14 Mayıs’ta milletten sandıkta tokatı yiyene kadar Kandil’den gelen destek açıklamalarını alkışlarla karşıladılar. Bölücülerle olan ortaklıklarını gururla sahiplendiler. Şimdi çıkmışlar bize ahlak dersi, Cumhur İttifakı'na da milliyetçilik dersi vermeye yelteniyorlar. Sevsinler seni. Bay Bay Kemal sen ne zaman milliyetçi oldun ya? Bunlar böyle; akşam başka sabah başka. Bunlarda her numara var. Ama diyorum ki bütün bu numaraları, pazar günü sandıkları bunlara inşallah bir siyaset mezarı yapalım. 14 Mayıs‘tan sonra bunların keşfettiği vatanperverliği de herhalde severiz. Bunların her işleri gibi vatanperverlikleri de milliyetçilikleri de maske. Ama benim milleti bunu yutmaz. Doğu’da PKK’ya çiçek atıp, bölücülere selam çakıp, Ankara'da 'vatan millet' diyerek kimseyi kandıramazlar’’ dedi. (DHA)

'BUNLAR BU HAKİKATLERİ GÖREMEZLER'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Keçiören ilçesindeki programın ardından Mamak Hidayet Türkoğlu Spor Salonu'nda düzenlenen 'Hemşehri Buluşması' programına katıldı. Burada konuşan Erdoğan, "Ankara'yı sadece Mamak'la Sincan, Gölbaşı'yla Pursaklar arasında bir şehir görenler kalp gözüyle bakmayanlardır. Şayet öyle baksalardı burada bütün Türkiye'yi göreceklerdi, şayet öyle baksalardı Türküyle, Kürdüyle, Sünnisiyle Alevisi ile bu milletin tüm evlatlarını göreceklerdi. Bu vatan topraklarını parçalamak, bu milleti kendi içinde bölmek dışında gayeleri olmayanların kalp gözleri zaten mühürlüdür. Bunlar bu hakikatleri zaten göremezler. Bizim sözümüz; ülkesinin huzuru, devletinin bekası, milletinin birliği için çarpan yürekleredir. Bizim sözümüz; Malazgirt’ten bu yana Anadolu coğrafyasını ebedi vatan bilen Selçuklu’dan Osmanlı’ya, oradan cumhuriyeti devralan ecdat mirasına 4 elle sarılanlaradır. Bizim sözümüz; Cumhuriyetinin ilk asrındaki eksiklerini tamamlayarak başlattığımız Türkiye Yüzyılı'nın hızla inşası için sabırsızlananlaradır. Bizim sözümüz; PKK’sından FETÖ’süne tüm terör örgütlerinin ülkesi üzerindeki hain emellerine karşı 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' şiarında buluşanlaradır. Bizim sözümüz; emperyalistlerin asırlardır üzerimizde oynadıkları oyunları bir kez daha boşa çıkarmak için, 'Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız' diyerek kenetlenenleredir" dedi.

'SÖZÜNÜ KANDİL'E SÖYLÜYOR'

Erdoğan, siyasi hayatlarının her döneminde, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı görevlerinin her safhasında ve bugün de sözlerinin yine millete olduğunu vurgulayarak, "Yarın da öyle olacaktır. Cumhur İttifakı da sözünü millete söyleyenlerin ittifakıdır. Rabbimize bize dünyaya böyle asil bir milletin evladı olarak gelme şerefi bahşettiği için ne kadar hamdetsek azdır. Biz de hamdimizi eser ve hizmetle gösterme gayreti içindeyiz. Biz sözümüzü millete söylerken seçimdeki rakibimiz CHP Genel Başkanı ne yapıyor dersiniz; her gün bir başka maskeyle sahnede arzıendam eyleyen bu zatın sözünün kimlere olduğunu en iyi sizler biliyorsunuz. CHP Genel Başkanı, 'özerklik' diyerek, 'Selahattin Demirtaş özgür kalacak' diyerek, 'YPG’yi terör örgütü olarak görmüyoruz' diyerek, 'Cezaevlerindeki serbest bırakacağız' diyerek sözünü Kandil’e söylüyor. Kandil’dekiler de her gün bir başka elebaşı ağzıyla kendisini desteklediklerini açıklayarak CHP Genel Başkanına mukabele ediyor. CHP Genel Başkanı, uğruna Ankara’dan İstanbul’a yürüdüğü FETÖ’cüleri de cezaevlerini boşaltma, kamudan atılanları geri alma, yurt dışındakilere kapıları açma taahhüdü vererek sözünü söylüyor. Onlar da içerideki ve dışarıdaki tüm mecraları kendisinin emrine tahsis ederek CHP Genel Başkanına verdikleri desteği sürdürüyor" diye konuştu.

'CHP GENEL BAŞKANI KENDİSİNE AÇILAN KREDİYİ HEBAETTİ'

Erdoğan, CHP Genel Başkanının seslendiği bir diğer yerin de Avrupa'sından Amerika'sına, Türkiye'nin büyümesi ve güçlenmesinden rahatsız olan tüm odaklar olduğunu işarek ederek, "Bunlar da Kılıçdaroğlu’na cevaplarını aleyhimizde yaptıkları dergi kapaklarıyla, televizyon programlarıyla, sosyal medya kampanyalarıyla, kaynattıkları fitne kazanlarıyla veriyorlar. Tablo işte bu kadar net. Buradan hangi partiye, hangi adaya oy vermiş olursa olsun 85 milyon vatandaşımın, Ankaralı kardeşlerimin tamamına sesleniyorum; 14 Mayıs’ta partinizin de size telkin ettiği tercihinizi sandığa yansıtarak vazifenizi yerine getirdiniz. Artık yeni bir seçim olan 28 Mayıs’ta hepiniz tercihiniz de serbestsiniz. CHP Genel Başkanı kendisine açılan krediyi yanlış ittifaklara, yanlış yollara, yanlış hayallere saparak heba etti" ifadelerini kullandı.

'GELİN 28 MAYIS’TA HEP BİRLİKTE TÜRKİYE YÜZYILI'NIN ETRAFINDA KENETLENELİM'

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine 'hesap uzmanı' dediğini hatırlatan Erdoğan, "Ya sen nasıl hesap uzmanısın ki toplam oyları 1 puan eden, bu civarda dolaşan partilere kalktın 40’a yakın milletvekili verdin. Bu nasıl hesap uzmanlığı? Ve şu anda Cumhur İttifakı 323 parlamenter ile parlamentoda yerini aldı. Gelin 28 Mayıs’ta hep birlikte Türkiye Yüzyılı'nın etrafında kenetlenelim. Gelin ülkemizin önünde yeni bir dönemi birlikte açalım. Gelin Türkiye'nin asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini 21 yılda nasıl beraberce telafi etmişsek Türkiye Yüzyılı'nın yükselişini de hep birlikte sağlayalım" dedi. 

'85 MİLYONUN HİZMETKARIYIZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 85 milyonun cumhurbaşkanı olduğunu ifade ederek, "85 milyonun tamamının hizmetkarıyız. 85 milyonun her birinin geleceğine ışık tutuyoruz. Ankara’nın bize işaret ettiği yol budur. Biz de her vakit olduğu gibi bugün de siz ne diyorsanız onu söylüyoruz. Bunun için sizlerden çevrenizdeki komşularınızı, eşinizi, dostunuzu, akrabalarınızı pazar günü mutlaka sandığa gitmeye ve tercihlerini doğrudan yana kullanmaya teşvik etmenizi bekliyorum. Gençler, unutmayın en büyük düşmanımız rehavettir, zafer sarhoşluğudur. Biz sandığı boş bırakırsak gelir birileri orayı doldurur. Yurtdışındaki kardeşlerimizi telefonlarınızla muhakkak arayın. Bugün son gün. İnşallah neredeyse yurt dışında 2 milyona yaklaştı kullanılan oy. İstiyoruz ki yurt dışından da inşallah gümbür gümbür oylar gelsin. Yurt dışında çok güzel bir tablo sergilediler. Aynı kararlı tutumu pazar günü ülkemizin tüm şehirlerindeki sandıklarda da göreceğimize inanıyorum" dedi. 

'YAPMAYACAĞIMIZ ŞEYİ SÖYLEMEDİK'

Erdoğan, asla istismar siyaset yapmadıklarını belirterek, "Hele hele yalan siyaseti asla yapmadık. Milletimize yapmayacağımız şeyi söylemedik. Söz verdiğimiz her şeyi de yapmak için gece gündüz çalıştık. Biliyorsunuz bir de hayatı yalan üzerine kurulu olanlar var. SSK’yı batırmakla başlayan kariyerini bir kaset kumpasıyla CHP’nin başına monte edilerek sürdüren bu kişi şimdi bu ülkeyi yönetmeye talip. Ellerinde binlerce insanımızın kanı olan, Kandil’deki terör baronlarının her gün kendisine desteklerini beyan ettiği birine benim ülkem teslim edilebilir mi? Artık ayyuka çıkan bu teröristlerle iş birliğini perdelemek için gençlerimizin keskin zekasını yansıtan bir video üzerinde yeni yalanlar uyduran, olmadık hakaretler savuran birine benim ülkem teslim edilir mi? Seçim gecesi bizim elimizdeki sonuçların aynısı kendisinde de olduğu halde hadi milletimizi bir kenara koydum; kendi seçmenlerinin gözlerinin içine baka baka ‘öndeyiz’ yalanı söyleyen birine bu ülke teslim edilebilir mi? Daha birkaç hafta önce rakip gördüğü bir diğer adayı kaset tehdidi ve kumpasıyla geri çekilmeye zorlayan birine ülke teslim edilir mi? İşte buyurun şimdi birçok dezenformasyona rağmen bizimle hareket etmeye karar veren Sayın Sinan Oğan ile birlikte inşallah bu süreçte Allah’ın izniyle pazar akşamı bu zaferi milletçe beraber kutlayacağız" diye konuştu.

'500 BİN SURİYELİYİ GÖNDERMEYE BAŞLADIK'

Erdoğan, terörle mücadelede kimsenin kendileriyle aşık atamayacağını ifade ederek, "Cudi’de bu teröristleri ininde yok olmaya sevk eden kimdi? Bizdik. Gabar’da kimdi? Bizdik. Tendürek’te kimdi? Bizdik. Bestler'de kimdi? Bizdik. Bunların böyle bir derdi oldu mu? Olmadı. Şimdi kafayı nereye taktılar; diyorlar ki ‘mültecileri gelir gelmez biz hemen dışarı göndereceğiz.’ Biz bir Almanya’yı bir Fransa’yı bir Amerika’yı görmezden gelemeyiz. Onlar nasıl ki bu mültecilerle ilgili adımlarını belli bir program içerisinde yapıyorlarsa biz de aynı şekilde belli bir program içerisinde yapıyoruz ve şu an itibarı ile 500 bin civarında mülteciyi Suriye’nin kuzeyindeki briket evlere göndermeye başladık. Ve bir diğer adımı atıyoruz. O da Katar'la müşterek attığımız adımla 1 milyon mülteciyi inşallah iskan edebileceğimiz konutların yapımı da ayrıca devam ediyor. Projeler şu anda hazırlanıyor. Biz ihanet şebekesi değiliz. Biz ensarız ensar ve muhacirlere de o şekilde yaklaşıyoruz" dedi. (DHA)


 

Bu haber DHA’nın abonelerine gönderdiği içerik doğrultusunda yayınlanmıştır. haberchannel.com editörleri bu habere herhangi bir editoryal müdahalede bulunmamıştır. Haber içeriklerinden hukuken ilgili ajanslar sorumludur.
 

Editör: MURAT ÖZER