Kariyer hazırlığındaki üniversitelilere ve hayatlarının tercihini yapacak olan gençlere tavsiyelerde bulunan Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin, 21. yüzyılın konjonktürel bölümlerine pek itibar edilmediğini söyledi. Alkin, üniversite diploması fabrikası gibi çalışan üniversite konseptinden çıkmak gerektiğini belirtti.

Geleceğin mesleklerine karar vermek için iki tane metot olduğunu söyleyen Altınbaş Üniversitesi Öğr. Üy. Prof. Dr. Emre Alkin,  “Metotlardan bir tanesi gelecekte hangi kurumların var olmayacağını iyi tespit etmektir. Diğer bir metot ise günümüzde var olan ve gelecekte varlığını devam ettirecek kurumları iyi belirlemektir. Örneğin günümüzde postacılık mesleği artık yok. Gençler bizden daha akıllı. Geleceğin mesleklerinin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun düzenlediği konferanslarda geleceğin mesleklerinin ne olacağı ve ne kadar ücret ödeneceği hakkında ciddi analizler var. Üniversite olarak kurumların yapmış oldukları analizleri inceliyoruz” dedi.

“İKTİSAT, İŞLETME, MÜHENDİSLİĞİN ÇEŞİTLİ DALLARI, PSİKOLOJİ VE SOSYOLOJİYE BÜYÜK BİR İLGİ VAR”

Temel bilimlere ciddi bir eğilimin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Emre Alkin, “21. yüzyılın konjonktürel bölümlerine pek itibar edilmiyor artık. İktisat, işletme, mühendisliğin çeşitli dalları, psikoloji ve sosyolojiye büyük bir ilgi var. Bu durum beni çok mutlu ediyor. Çünkü önce temeli güçlü tutmak gerektiğini düşünüyorum. Ama temelin üzerine de dijitalliği yerleştirmek gerekiyor. İnsan dokunuşuyla dijitalin beraber yürümediği herhangi bir müessesenin uzun vadeli ayakta durabileceğini düşünmüyorum. İnsan dokunuşunun hiç olmayacağı bir alan önümüzdeki yüzyılda da çok mümkün görünmüyor. Fabrikalarda usta başı dediğimiz pozisyon artık yapay zeka oldu. Eskiden fabrikalarda binlerce kişi çalışıyordu, artık en kalabalık fabrika 1000 kişinin altında. Robotlarla beraber yaşamayı öğreneceğiz. Eğitim her dönemde gerekli olacak. Makinenin eğitimi bile var” ifadelerine yer verdi.

“ÜNİVERSİTE DİPLOMASI FABRİKASI GİBİ ÇALIŞAN ÜNİVERSİTE KONSEPTİNDEN ÇIKMAK GEREKİYOR”

Tasarlamanın, çarpıcı, sıra dışı ve marifetli fikirler ortaya çıkarmanın önemli olduğunu ancak katma değer yaratan işlerin peşinde koşulması gerektiğini belirten Alkin, sözlerine şöyle devam etti:

“Biz İstanbul Ayvansaray Üniversitesi'ni bu tarihi dokusunun içerisinde modernliğin ötesinde bir eğitimle yoğurmak için yola çıktık. Her yıl binlerce öğrenciyi kabul ediyoruz. Yaratıcılık ve girişimcilik için eğitim şart. Ancak üniversite bir altın bilezik elde etme amacıyla yoğrulmuş olsa da 21. yüzyılda  bir network oluşturma, kendine değer katma ve  sürekli eğitimle değerlerini yüceltme amacıyla gidilen bir yer  oldu. Kampüsler bundan sonra sadece eğitim verilen fiziki ortamlar değil, kardeşliğin, arkadaşlığın, sevgi ve adaletin mekanı olacak. Aksi takdirde kimse kampüse gelmez. Artık meslek edinmek için üniversite diploması arayan ve üniversite diploması fabrikası gibi çalışan üniversite konseptinden çıkmak lazım. İstanbul Ayvansaray Üniversitesi bu amaç için kuruldu.”

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ SAĞLAM TEMELLER ÜZERİNDE YÜKSELTECEK GENÇLERİ YETİŞTİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

İstanbul Ayvansaray Üniversitesi öğretim üyeleri olarak önce gençleri dinlediklerini söyleyen Emre Alkin sözlerini şöyle noktaladı:

“Ancak doğru sözden güzeli doğru zamanda söylenmiş sözdür. Bunu da gençlere öğretmeye çalışıyoruz. Ayağa kalkıp itiraz edecek kadar cesareti olan her genç, bir de susup oturup cevabı dinleyecek kadar da sabırlı olmalı. İşte biz biraz da bunu öğretiyoruz. Üniversitemiz birbirini anlayan insanları da ortaya çıkarmak için bir araya geldi. Bizim için önemli olan gençlerimizin duygularını değere çevirebilmek. Atatürk diyor ki ‘Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.’ Türkiye Cumhuriyeti'ni sağlam temeller üzerinde yükseltecek gençleri yetiştirmeye devam edeceğiz.”

Editör: MURAT ÖZER