Dışişleri  Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bugün bütün dünyada ara buluculuk denilince Türkiye'nin akla geldiğini belirterek, "Türkiye, izlediği akılcı politikalarla barış için en önemli aktördür" dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'nın Manavgat ilçesinde insanlarıyla bir araya geldi. Toplantıda konuşan Bakan Çavuşoğlu, bütün dünyada enerji konusunda sıkıntı yaşandığını belirterek, "Dünyada herkesin derdi bu kışı enerji sıkıntısı çekerek mi geçireceğiz yoksa rahat geçirebilecek miyiz? Avrupalılar şu anda 'Hadi bu kışı bir şekilde geçiririz ama gelecek kış ne olacağız' endişesi içinde" dedi.

'ENERJİ ÜRETMEDEN ENERJİ KONUSUNDA MERKEZ ÜLKE OLDUK'

İran'dan doğal gaz kesintisi olmasına rağmen izlenen akılcı politikalarla Türkiye'de herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını anlatan Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Bunun için devletimiz ilave tedbirler alıyor. Vatandaşımızın devletine duyduğu güvenin dışında birçok ülke de umudunu bize ve Azerbaycan'a bağladı. Türkmenistan, gazı nasıl bağlayabiliriz, bunu bize soruyor. Yaptığımız 3'lü zirvede bunlar da konuşuldu. Geçen de Türkiye Bulgaristan'la 13 yıllık anlaşma imzaladı. Türkiye olarak Bulgaristan'a senede 1,5 milyar metreküp doğal gaz sağlayacağız. Nasıl sağlıyoruz, bizim LNG istasyonlarımız var. Likitgaz gemiyle geliyor, bu terminalde doğal gaza dönüştürülüp boruya bağlanıyor ve bu ülkelere gidiyor. Şu anda Türkiye'de 7 tane boru hattı var. Bugün birçok ülkeden doğal gaz ve petrol alıyoruz. Rusya, 'Türkiye hub olsun, enerji fiyatları Türkiye'de belirlensin' derken sadece kendisini düşünmüyor. Türkiye'nin bu potansiyele ulaştığını görüyor. İşte bunların hepsi, akılcı, akıllı ve stratejik politikaların neticesidir. Biz enerji üretmeden enerji konusunda merkez bir ülke olduk."

'DİPLOMASİ POLİTİKAMIZ DÜNYADA TAKDİR GÖRDÜ'

Türkiye'nin diplomaside izlediği politikaların bütün dünyada takdir gördüğünü vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, 10-12 Mart tarihlerinde çok sayıda liderin, bakanın ve uluslararası örgüt temsilcisinin katılım teyitli Antalya Diplomasi Forumu'nun 3'üncü toplantısının gerçekleştirileceğini belirtti. Bakan Çavuşoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: 

"Bugün, Türkiye'ye baktığımız zaman kendi gücü ve imkanları ortada ama Türkiye, izlediği akılcı politikalarla barış için en önemli aktördür. Ukrayna savaşında savaşı durdurmak için esir takası, tahıl anlaşması, Zaporijya nükleer santralindeki risklerin azaltılması, nükleer silah kullanılmaması için Rusya ve ABD'nin bir araya getirilmesi dahil Türkiye'nin oynadığı rolü oynayabilen ya da oynayabilecek bir ülke görüyor musunuz? Bugün Suriye ile ilgili attığımız adımlar da ortada. Ama bizim Latin Amerika'dan, Venezuela'dan, Kolombiya'dan, şimdi Kolombiya'ya da bir personel atıyoruz, oradaki sorunların çözümü için. Yine Filipinler'e kadar geniş bir coğrafyada ara bulucuk deyince Türkiye akla geliyor. Bu bir güvenin neticesidir. Bu sadece sizin ekonomik gücünüzle orantılı da değil. Amerika'dan Afrika'ya kadar dünyanın her yerindeki açılımlarımız, ardından Asya dedik, Asya'ya tekrar dönüşümüz, köklerimiz orada bizim. O köklerimizin olduğu yerde ekonominin güç merkezi kaynıyorsa bizim de yeniden Asya dememiz lazım. 1000 somut projeyle Asya'ya tekrar döndük. Yoğun çalışıyoruz." 

'NEFRET SUÇU VE IRKÇILIK, DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ DEĞİL'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'nın Manavgat ilçesinde iş insanlarıyla yapılan toplantı sonrası gazetecilere açıklamada bulundu. Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’nin Stokholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmak için İslam düşmanlığıyla bilinen aşırı sağcı siyasetçi Rasmus Paludan'a İsveç hükümetinin izin vermesini eleştirip, aynı kişinin daha önce de İslam'a ve Kur'an-ı Kerim'e hakaret ettiğini belirterek, şunları söyledi:

"Bu ırkçı, aynı zamanda nefret suçu içeren eylemdir. Biz bu haberi alınca gerekli girişimlerde bulunduk. İsveç'in Ankara Büyükelçisi'ni bakanlığımıza çağırdık, gerekli uyarıyı yaptık. Stokholm'deki büyükelçimiz İsveç Dışişleri Bakanı ile doğrudan görüştü ve bu konudaki düşüncelerimizi aktardı. Buna kimse fikir özgürlüğü, düşünce özgürlüğü diyemez. Bugün başka bir dinin, başka bir kitabın yakılmasına izin vermiyorlar ama Kur'an-ı Kerim söz konusu olunca İslam düşmanlığı söz konusu olunca hemen 'İfade özgürlüğü', 'Düşünce özgürlüğü' diyorlar. Nefret suçu ve ırkçılık, düşünce özgürlüğü değildir. İsveç yasalarına göre de değildir, Avrupa Konseyi karalarına göre de değildir. AİHM kararlarına göre de nefret suçu ve ırkçılık, düşünce özgürlüğü ve ifade özgürlüğü değildir. Böylesine bir izin bu kişiye verildi tüm uyarılarımıza rağmen. Bugün Türkiye saatiyle 16.00-17.00 civarında böyle aşağılık bir eylemin olacağını düşünüyoruz. Umarım o saate kadar İsveç makamları gerekli tedbirleri alır ve buna fırsat vermezler. Bu tüm dünyada aynı şekilde infial yaratacak; aşağılık, ırkçı ve nefret suçu içeren bir eylem olur." (DHA)




 

Editör: MURAT ÖZER