Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "İsmini asırlar boyunca Müslümanlar sayesinde taşıyan Kudüs, Filistin büyük bir zulüm altında. Bu zulmün ortadan kalkması için bütün Müslümanların güç birliği yapması, tek yumruk olması lazım" dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ordu'da, 'Mazlumlara Dua, Filistin'e Vefa Sabah Namazı Buluşması' programına katıldı. Tarihi Yalı (Aziziye) Camisi'nde düzenlen programa Erbaş'ın yanı sıra Ordu Valisi Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler ve çok sayıda kişi katıldı. Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda Erbaş, sabah namazını kıldırdı.

'BÜTÜN PEYGAMBERLERİN GETİRDİĞİ HAK DİNİN ADI İSLAM'DIR'

Namazın ardından konuşan Ali Erbaş, Türkiye'deki bütün camilerde sabah namazı buluşması yapıldığını belirterek, "Dünya kurulduğu andan itibaren ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem aleyhisselamdan itibaren hak ve batıl mücadelesi hep devam etmektedir. Bundan sonra da kıyamete kadar devam edecektir. Önemli olan insanların hak tarafından yer almasıdır. Peygamberlerin getirmiş olduğu ve genel olarak bütün peygamberlerin getirdiği hak dinin adı İslam'dır. İslam'ın ilkelerinin yer aldığı hak cephesinde bulunanlar Cenabıhakk'ın rızasına uygun yerde bulunmuş demektir. Onun için biz diyoruz ki; Allah'ın yarattığı bütün kullar, onun gönderdiği peygamberlerin izinde olsunlar" diye konuştu.

Yunanistan ile 'Pozitif Gündem' toplantısının 6'ncı İstanbul’da gerçekleştirilecek... Yunanistan ile 'Pozitif Gündem' toplantısının 6'ncı İstanbul’da gerçekleştirilecek...

'ŞANLI ORDUMUZ BÜYÜK MÜCADELE VERİYOR'

Allah'ın nurunu söndürmek isteyen insanların hep olduğunu ve bugün de var olduğunu kaydeden Erbaş, "Dün çeşitli cephelerde dedelerimiz mücadele ettiler. Dinimiz için mücadele ettiler, ezanımız için mücadele ettiler. Bayrağımız için mücadele ettiler. Bizim köyümüzden 80 kişi gitmiş, 6 kişi dönmüş. Diğerleri şehit. Çanakkale'den Yemen'e, Sarıkamış'tan Maraş'a, Antep'e her yer düşmanlar tarafından işgal edilmeye çalışılmış ama ecdadımız Anadolu'yu onlara mezar etmiş. Bugün de şanlı ordumuz ülkemizin sınırlarının içerisinde ve ötesinde büyük bir mücadele veriyor. Teröristlere ve teröristleri destekleyen düşmanlara karşı ordumuz mücadele veriyor" ifadelerini kullandı.

'BÜTÜN MÜSLÜMANLARIN GÜÇ BİRLİĞİ YAPMASI LAZIM'

Erbaş, Kudüs ve Filistin için Müslümanların güç birliği yapması gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Bir asra aşkın zamandan beri barışın yurdu diye Hazreti Ömer zamanından beri isimlendirilen, ismini asırlar boyunca Müslümanlar sayesinde taşıyan Kudüs, Filistin büyük bir zulüm altında. Bu zulmün ortadan kalkması için bütün Müslümanların güç birliği yapması, tek yumruk olması lazım. Bizler Türk milleti olarak, düşüncesi farklı olabilir ama öteden beri Kudüs deyince hep kalbimiz başka atmıştır. Filistin deyince oradaki peygamberler gözümüzün önüne gelmiştir. Duyarsız olmak mümkün mü? Bir Müslüman olarak Kudüs ve Filistin denince orada yapılan zulümleri görmemek mümkün mü? Değil. İşte bugün bu farkındalığı oluşturmak, zulmün son bulması, masum insanların ölmemesi ve hem şehit olan askerlerimiz hem de Kudüs'te, Filistin'de şehit olan kardeşlerimiz için dua yapmak üzere tüm camilerde toplandık. Müminlerin ne kadar bir ve beraber olması gerektiğini hatırlatmak isterim. Allah için, namus için, vatan için, İslam için, bayrak için, ezan için ve tüm şehitler için amin seslerimiz yükselsin."

Erbaş, konuşmasının ardından dua etti. Program, katılımcılara çorba ve simit ikramıyla sona erdi. 

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Mazlumlara Dua, Filistin'e Vefa Sabah Namazı Buluşması' programının ardından Ordu'nun Altınordu ilçesindeki Uhud Camisi'nde 'Cuma Hutbesi'ni okudu.

'KUDÜS'TE, FİLİSTİN'DE YİNE MASUM CANLAR HAYATTAN KOPARILMAKTADIR'

İslam'ın barış, esenlik ve adalet dini olduğunu belirten Erbaş, Hz. Muhammed Mustafa'nın savaşın bir ahlakı ve hukuku olduğunu tüm dünyaya öğrettiğini söyledi. Hz. Muhammed'in savaşta dahi olsa kadınlara, yaşlılara, çocuklara, mabetlere, hatta bitki ve hayvanlara asla zarar verilmemesini emrettiğini ifade eden Erbaş, "Müminlerin bayramı olan bu mübarek cuma gününde yine yüreklerimiz yangın yerine döndü. Gönüllerimiz ise mahzundur. Hz. Ömer'in özgürleştirdiği ve barış yurduna dönüştürdüğü Kudüs'te, Filistin'de yine masum canlar hayattan koparılmaktadır. Mümin kardeşlerimiz, yerlerinden ve yurtlarından edilmektedir. Dünyanın en tahrip edici bombaları altında masum çocukların, kadınların, silahsız insanların ve yaşlıların feryatları, vicdanları ve insafları olan herkesi derinden yaralamaktadır" dedi.

'İSRAİL, MÜSLÜMANLARA ZULMÜN HER ÇEŞİDİNİ REVA GÖRDÜ'

Erbaş, yaklaşık 1 asır önce Filistin topraklarında barış ve huzura son verilerek fitne ve zulmün tohumları ekildiğini kaydederek, "İsrail, Müslüman coğrafyanın bağrına saplanan paslı bir hançer gibi işgal ettiği topraklarda Müslümanlara zulmün her çeşidini reva gördü. İsrail, bu topraklara girdiği günden bu yana, uluslararası hukuku ve insan haklarını yok sayarak büyük bir kaos oluşturdu ve onu destekleyen güçler, devletler, insanlığın en kadim şehirlerinden biri olan ve kutsal kabul edilen Kudüs'ün saygınlığına halel getirdi. İlk kıblemiz ve kutsal mabedimiz olan Mescid-i Aksa'nın dokunulmazlığını ihlal ettiler" ifadelerini kullandı.

'TARİHİN EN BÜYÜK ZULMÜ'

Dünyanın savaşlar, işgaller ve küresel krizlerle kuşatılmış vaziyette olduğunu söyleyen Erbaş konuşmasına şu şekilde devam etti:

"Bu vahim durumun bedelini ise en çok zayıflar, masumlar ve çocuklar ödemektedir. İşte Filistin'de, Gazze'de yaşananlar, bunun en açık örneğidir. Müslümanların neredeyse 3'te 1'inin mezhep olarak kabul ettiği Hz. İmam Şafi'nin doğduğu büyüdüğü Gazze şehri, bugün bombalar altında tahrip edilmektedir. Gazze'de yaşananlar yürekleri yakmaktadır. İsrail, bir Filistin şehri olan Gazze'yi yıllardır dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürmüştür. Abluka altına aldığı Gazzeli kardeşlerimizin en temel ihtiyaçlarını temin etmelerine bile engel olmaktadır. Kardeşlerimiz yerinden ve yurdundan edilmiştir. Mal ve mülkleri haksız bir şekilde ellerinden alınmıştır. Onlara hiçbir şekilde hayat hakkı tanınmamaktadır. Siviller, kadınlar, çocuklar, yaşlılar, topyekün bir halk korkunç silahlarla, bombalarla katledilmiştir ve katledilmeye devam edilmektedir. Filistin'de, Gazze'de bugün tüm dünyanın gözü önünde tarihin en büyük zulmü yaşanmaktadır. Bütün bu baskı ve zulümlerin karşısında Müslümanlara özgürlük mücadelesinde direnmekten başka çare kalmamıştır."

Filistin halkının kendi ülkelerinde özgürce yaşama imkanına mutlaka kavuşacağını söyleyen Erbaş, "Tarih bize göstermektedir ki, zulüm ebedi olamaz ve zulümle abat olunamaz. Zulümle abat olanın sonu berbat olur. Masumların kanları üzerine kurulu hiçbir hükümranlık uzun süre ayakta kalamaz. Filistinli kardeşlerimiz, Allah'ın izni ve yardımıyla kendi ülkelerinde özgürce yaşama imkanına mutlaka kavuşacaktır. Ümmet-i Muhammed olarak, Müslümanlar olarak bize düşen, birlik ve beraberlik içinde hareket etmektir. Kardeşlik hukukumuzu canlı tutmaktır. Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesinde onlara maddi ve manevi destek olmaktır. İşgal edilen topraklarına yeniden kavuşmaları için topyekün gayret göstermektir. Hak ve adalet mücadelesi verirken İslam'ın koyduğu sınırları asla aşmamaktır. Yanlış ve yanıltıcı bilgi ve paylaşımlara itibar etmemektir. Her alanda güçlü olmak ve yeryüzünde adalet ve merhametin teminatı olacak bir medeniyeti yeniden inşa etmek için var gücümüzle çalışmaktır" diye konuştu. Erbaş, hutbesinin ardından da dua okudu. (DHA)
 

Editör: MURAT ÖZER