Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk futbol tarihinin anlatıldığı 'Şut ve Gol Türk Futbol Tarihi Sergisi' açılışında futbol camiasının önemli isimleri ile bir araya geldi. Erdoğan, "Evlatlarımız bizim gibi toz, toprak, çamur içinde debelenmek zorunda kalmasın diye mahallelere kadar uzanan bir altyapı seferberliği gerçekleştirdik. Ülkemizde spor tesisi sayısını 1575’ten 5 bin 290’a çıkardık" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cumhuriyetin 100’üncü yılı etkinlikleri kapsamında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Yemek ve Sergi Salonu’nda düzenlenen 'Şut ve Gol Türk Futbol Tarihi Sergisi'nin açılışını gerçekleştirdi. Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, milletvekillerinin de katıldığı törende futbol kulüplerinin başkanları ve spor camiasının önemli isimleri, futbolcular ve yorumcularla bir araya geldi.

'TÜRK FUTBOLU ADINA NE VARSA HEPSİ BURADA'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19’uncu yüzyıldan bugüne Türk futbolunun serencamının, erişilebilen sembolleriyle sergide sunulduğunu belirterek, "Bu sergi, kulüplerimizden, futbolcularımızdan veya onların ailelerinden arşivlerden toplanan objelerin, eserlerin, belgelerin bir araya getirilmesiyle ortaya çıktı. Pek çoğunuzun muhtemelen ilk defa göreceği eser ve belgelerin zenginliği, futboldaki mazimizin derinliğine de işaret ediyor. Mesela bunlar arasında Cumhuriyetimizle yaşıt kulüplerimizin, futbol federasyonumuzun nüvesi olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın kuruluşlarına ilişkin belgeler var. Milli takımımızın dünya 3’üncülüğünü, yurt dışında ülkemizi temsil eden kulüplerimizin başarılarını gösteren malzemeler var. 1 asırdır ay-yıldızlı formayı giyen, hafızamızda unutulmayacak hatıralar bırakan futbolcularımızla ilgili eşyalar, resimler var. Kısacası Türk futbolu adına ülkemizde ne varsa hepsi burada" dedi.

‘FUTBOLUN KUŞATICILIĞIYLA KARŞILAŞTIRILABİLECEK PEK AZ ŞEY VARDIR’

Serginin 'Futbol kardeşliktir' temasıyla oluşturulduğunu vurgulayan Erdoğan, "İnsanları renk, köken, cinsiyet, meslek, eğitim, gelir gibi tüm ayrımlardan bağımsız olarak bir araya getiren futbolun kuşatıcılığıyla karşılaştırılabilecek pek az şey vardır. Sahadaki oyunu tribünlerde ve bulundukları yerlerde medya vasıtasıyla adeta yaşayarak izleyen insanların heyecanını, dostluğa ve kardeşliğe tahvil etmek gerçekten kolay değildir. Hele sahadaki yüksek nabızlı rekabeti bu kardeşliği bozmayacak şekilde sürdürmek ancak sporculara ve spor severlere mahsus bir özelliktir. İstisnaların kaideyi bozmayacağı ilkesi elbette burada da geçerlidir. Bizim için esas olan rekabeti sahada bırakan futbolcuların ve seyircilerin sair vakitlerde sergiledikleri dostluk görüntüleridir. Kulüplerimizin çeşitli platformlarda bir araya gelerek futbolun özünde zaten var olan centilmenlik ruhunu kurumsallaştırma gayretlerini takdirle takip ediyorum. Nesilden nesile miras kalan futbol birikimine sahip çıkmak hepimizin görevidir. Sergimizle vücut bulan bu karşımızdaki nadide tablonun hepimizde çok güzel duygular uyandırdığına inanıyorum" şeklinde konuştu.

‘ÇAMUR BATAK SAHALARDA OYNADIĞIMIZ GÜNLERİ UNUTMAK MÜMKÜN MÜ?’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, futbol denilince çok özel ve ayrı bir pencere açıldığını belirterek, "Kağıttan futbol toplarını yaptığımız ve taşlardan 2 tane kale direği diker gibi adeta direkler oluşturduğumuz, bütün bunların yanında şimdiki futbol topları nerede? Böyle dikişle topların hazırlandığı, kafayı vurduğun zaman kafayı paramparça eden o günleri unutmak tabii ki mümkün değil. Oralardan artık buraya geldik. Aklı ermeye başladığından beri futbolla hem sahada yer alarak hem de seyirci olarak ilgilenmiş bir kardeşinizim. Hele hele çamur batak o sahalarda oynadığımız günleri unutmak mümkün mü? Değil. 'Mazisi 60 yılı aşan bu futbol aşkımızdan geriye ne kaldı' derseniz onu söyleyeyim; geriye kalan tek şey çalımlarla, asistlerle, şutlarla, olursa gollerle 90 artı uzatma. Tabi o zamanlar da hakemler sağ olsunlar uzatma filan pek vermiyorlardı, 90’ıncı dakika doldu mu iş bitiyordu. 90 dakikaya sığdırılmış görsel şölenlerdir ve onların kahramanlarıdır. Bizim dönemimizde öyle futbolcular vardı ki biz onları sadece yetenekleriyle ve golleriyle hatırlamakla kalmıyoruz, biz onları asıl dürüstlükleriyle tevazularıyla efendilikleriyle takım arkadaşlarıyla olan örnek ilişkileriyle velhasıl insanlıklarıyla rahmetle saygıyla hasretle yad ediyoruz" dedi. 

'LEFTER ÜSTADIMIZI SEYREDİYORDUK'

Erdoğan, ellerindeki açık tribün kartıyla Dolmabahçe’ye ücretsiz girdiklerini hatırlatarak, "Ve o açık tribün kartı ile Lefter üstadımızı seyrediyorduk. Lefter dediğiniz zaman akla ne gelir belliydi. Tüm takımların taraftarlarınca nasıl anılıyordu; 'Futbolun Ordinaryusu’ diye anlatılıyordu. Tek başına takım olarak bilenen rahmetli Baba Hakkı, futbolcuların tamamının ağabeyi olarak görülüyordu. Yıllarca hiçbir maddi kazanç gözetmeden top koşturan Sarıyerli Dozer Cemil. Tutkuyla bağlı olduğu takımın renklerine ömrünü vermişti. Efsane futbolcumuz Metin Oktay, sadece gözlerin bile yakalaması mümkün olmayan hızdaki şutlarıyla ve özellikle tabii hava toplarına yükselişteki özellikleriyle Metin Oktay, ayrı bir unvanı hak etmişti. Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz ve rahmetle andığımız Halit Kıvanç’ın futbol anlatımları bile başlı başına bir zarafet timsaliydi. Dünyada da Pele’den Zidane’a, Cruyff’tan Müller’e kadar bu şekilde nam salmış nice oyuncular vardı" dedi.

'SPOR TESİSİ SAYISINI 5 BİN 290’A ÇIKARDIK’

Futbol endüstrisi büyüdükçe bu vasıfların yerini başka özelliklerin ve önceliklerin de aldığını söyleyen Erdoğan, "Ancak bu durum bizim dünyamızdaki futbolu futbol yapan hasretleri unutmamızın gerekçesi olamaz. Tam tersine ‘Futbol kardeşliktir’ mesajını tüm gönüllere nakşetmemiz için daha çok emek verme inancımız güçleniyor. Bunun yollarında biri de ülkede güçlü bir spor altyapısı kurmaktır. Evlatlarımız bizim gibi toz, toprak, çamur içinde debelenmek zorunda kalmasın diye mahallelere kadar uzanan bir altyapı seferberliği gerçekleştirdik. Ülkemizde spor tesisi sayısını 1575’ten 5 bin 290’a çıkardık. Her biri ayrı abide hüviyetindeki seyirci kapasiteleri 10 bin ile 70 bin arasında değişen 36 stadyumla da futbolun görsel şölen vasfını tahkim ettik. Çocuklarımızı okul öncesinden başlayıp, üniversite mezuniyetine kadar her aşamada spora yönlendirecek mekanizmaları güçlendiriyoruz. Ayrıca her yaştan insanımızın spordan kopmamasını sağlamaya çalışıyoruz. Futbolun insan fıtratında var olan o görsel zevkini ve rekabet duygusunu tatmin ederken, dostluk iklimini de güçlendirecek her adımı bizzat destekliyorum. Açılışı vesilesiyle bir araya geldiğimiz ‘Şut ve Gol Türk Futbol Tarihi Sergisi’ni de bu doğrultuda önemli bir hizmet olarak görüyorum" diye konuştu.

Editör: MURAT ÖZER