Cemiyet hayatının sevilen ismi ve Akçelik Holding Yönetim Kurulu üyesi Narin Akçelik ile Anneler Günü'ne özel röportaj gerçekleştirdik... 

Merhaba. Bize kendinizi tanıtır mısınız?

Merhaba, ben Narin Akçelik. 3 çocuklu bir ailenin en büyük kızıyım 18 yaşında koca kalpli bir yakışıklının annesiyim. Üretken, istihdam sağlayan, çalışkan, vatanperver ve insan kalbine dokunmayı seven bir bireyim. 

NARİN AKÇELİK 

İlk anne olduğunuzda neler hissettiniz? Pembe bir bulutun üzerinde miydiniz ya da tam tersi mi? Bizimle paylaşır mısınız?

25 yaşında Can’ı ilk kucağıma aldığım zaman hissiyatım mutluluk,sevgi heyecan şefkat ve aklımdaki soru bundan sonra ne olacaktı… Onu ilk gördüğüm an biliyordum ki hikayemiz çok daha eskiye dayanıyordu ve bu dünyaya birbirimize destek olmaya bilgimizi paylaşmaya sevgimizi çoğaltmaya ve el ele yolculuğumuzu yürümeye gelmiştik bunu tüm kalbimde hissediyordum bu da bande, bilinmezliğe yürürken huzur heyecan ve merak hissini uyandırıyordu.

Bir kadın kendini anneliğe hazırlayabilir mi? Cevap evet ise, nasıl hazırlamalı sizce? Psikolojik olarak ya da bilgi edinme açısından düşünebilirsiniz bu soruyu. Yoksa doğaçlama mı yaşamalı anneliği?

Anneliğin bir sanat, bitmeyen bir yolculuk her dönem içinde her seviyesinde farklı şartlarla karşılaşılan sevgi ve şefkatle temeli atılmış içten bir yolculuk olduğunu düşünüyorum çocuklarımız bize emanetler kendi kanatlarıyla uçana kadar yaradanın bize verdiği emanetler tabii ki elimizi hiçbir zaman onların üzerinden çekmiyoruz ama kendi kanatlarıyla uçmaya başladıklarında sevgiyle seyirci olabiliyoruz hayatlarına…  ben bu yolculuğa başlarken içgüdülerim kadar bilinen bazı şeyleri de öğrenmek istemiştim bunun için çocuk ve bebek bakımının eğitimini veren nasıl emzirilip,  bakılacağından, kundaklama şeklinden,  hangi durumda nasıl davranılması gerektiğine kadar birçok şeyi öğreten bir kursa gitmiştim. bu benim seçimimdi çünkü ben bir şeylerin ilmini bilgisini öğrenerek, özümseyerek hayata adım atmayı seven bir insanım herkesin böyle bir imkanı olmayabilir fakat şunu biliyorum ki hayatta meraklı olan herkes her yerden her bilgiyi edinebilir. Avantajını çok yaşadım fakat biliyorum ki bir anne olarak oğlumla aramdaki bağ aslında dinlemeyi bilirsem en büyük kılavuzumdu.

Her kadın anne olmaya yatkınmıdır, yoksa yatkın olup olmadığını anne olmadan sorgulamalı mıdır sizce, açıklayabilir misiniz?

Bu sorunun tek bir cevabı olduğunu düşünmüyorum insanın yetiştiği coğrafya, ev, kaçıncı çocuk olduğu, hayattaki amacı, kendi içindeki yolculuğu, kendiyle teması veya içgüdüsünün gücü bu sorunun cevabını değiştirebilir doğru ya da yanlış yok. herkes anne olacak diye bir zorunluluk da yok. Toplum baskısı yerine, içgüdülere Ve kalben akledilerek  verilen cevaplara inanıyorum hayatta. O yüzden her kadın için bu sorunun cevabı farklıdır benim içgüdülerim annelik yolunda çok kuvvetliydi ve bunu seçtim. Ve biliyorum ki hayatımın en doğru kararıydı.

Zamanında ben annem gibi yapmam deyip de kendinizi aynısını yaparken bulduğunuz şeyler var mı? 

Bu soruyu gülümseyerek cevaplıyorum çünkü asla yapmam dediğim çoğu şeyi yaparken bulurum hayatta kendimi annem benim için dünyanın en iyi annesiydi her insanın zorluğuna rağmen çünkü koca kalbi ve sevgisi hâlâ bizimle bu yaşımda bile. çok önemseyen ilgilenen de fazla  özenli bir kadındı, bazen karşındakinin özgürlüğünü kısıtlayacak kadar. Bu aslında sevgisinden ve mükemmelliyetçi karakterinden geliyordu bazen ucundan bunları yaparken buluyorum kendimi ve o anlarda nefes alıp kendime şu soruyu soruyorum sen Narinolarak gerçekten  Can’a nasıl bir anne olmak istiyorsun.

On yıl sonraki anneliğinize bir mesaj gönderme imkanınız olsaydı nasıl bir mesaj göndermek isterdiniz?

Kıymetli oğlumun Bir birey olduğunu kabul ederek sevgi saygı ve şefkatle elimden geldiğince özgür ve öğretici yetiştirmeye çalıştım artık kendi kanatlarıyla uçuyor kendi pişirdiği yemeği pişiriyor ve seçtiği yolda ilerliyor umarım 10 yıl sonraki ben de hala onun yanında keyifle ona eşlik  edip 2 özgür ve sevgi dolu birey olarak Fizikken olamasak da kalben en azından yan yanayızdır.

Kaç çocuğum var demiştiniz? Daha çocuk sahibi olmak istiyor musunuz?

Bir oğlum var Allah ömür versin, başka çocuk artık doğurmayı düşünmüyorum ama anneliğin sadece doğurarak olmadığına da inananlardanım o yüzden evimdeki köpeğim kardeşlerimin çocukları sokakta gördüğüm çocuk da benim çocuğum.

Bir annenin çocuklarına verebileceği en güzel üç şey ne olmalı sizce?

Özgüven adalet duygusu ve şefkat

Bir anneyi babadan ayıran özellikler desem… Sizce neler olurdu?

Kısacası şöyle söylemek geliyor içimden anne bir çocuğun omurgasıdır baba ise başı, çocuğa yol gösteren…

Annelik kutsaldır. Yine de anneliği simgeleyecek olsanız ne kullanırdınız? 

Gaia Geliyor aklıma bu soruyu okuyunca doğa ana toprak ana…. Üreten destekleyen besleyen köklendiren ev olan yol olan. Sembolüm kucaklayan doğa ana olurdu

Son olarak bu anı ve hatıra kalacak çocuklarınıza seslenirmisiniz. Onlara bir mesajınız veya bir dileğiniz varmı?

Geleceğimizi oluşturan, nesillerimizi devam ettirecek sevgili çocuklar, kalbinizde öz değerinizi bilerek, önce kendinize sonra etrafınıza şefkat vererek, adalet duygusu kalbinizde, muhakeme yetenegini merak ve araştırma, öğrenme arzusuyla pekiştirerek, ilim irfan sahibi olarak, Allah sevgisi ve Mustafa Kemal Atatürk ögretileriyle etrafınıza ve insanlığa faydalı bir birey olmanızı dilerim. Özgürlük kendi sınırlarınızı bilmekle başlar, kendi sınırlarınıza sahip çıkın ve karşınızdakinin de sınırına hürmet edin. Sevgi herzaman iyileştirir.

MELEK KALPLİ ANNE

Anneler gününüz kutlu olsun...

Cem Tayanç 

Editör: MURAT ÖZER