Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 108'inci yıl dönümü nedeniyle Tarihi Gelibolu Yarımadası'ndaki Şehitler Abidesi'nde düzenlenen törene katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkansızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale'de yazdığı destanla İstiklal Harbi'mizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır. Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşı'mızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş müjdesidir" dedi.

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 108'inci yıl dönümü nedeniyle, Tarihi Gelibolu Yarımadası'ndaki Şehitler Abidesi'nde tören düzenlendi. İki dev ekranın kurulduğu alanda, törenin başlangıcına kadar, askeri bando tarafından marşlar çalındı. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş katıldı. Törende ilk olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Anıtı'na çelenk bıraktı. Saygı duruşu ve saygı atışının ardından İstiklal Marşı okundu.

'ÇANAKKALE, KURTULUŞ SAVAŞIMIZIN PROVASI'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında, Çanakkale Deniz Zaferi'nin 108'inci sene-i devriyesinde bir kez daha aziz şehitlerin manevi huzurunda olduklarını belirterek, "Canları ve kanları pahasına tüm dünyaya 'Çanakkale Geçilmez' dedirten o büyük kahramanları rahmetle, tazimle yad ediyorum. Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda şehit düşen tüm yiğitlere Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Merhum Mehmet Akif'in o samimi duasıyla şehitlerimizi selamlıyorum; 'Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk'ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalınız Fatiha bekler.' Rabbim, şehitlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin. Cumhuriyetimizin banisi, Gazi Mustafa Kemal Çanakkale'yi; "Bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığı ve büyüklüğünü iade eden bu toprakları bize ebedi vatan yapan zafer' olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkansızlıklara rağmen dönmemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale'de yazdığı destanla İstiklal Harbi'mizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır. Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşı'mızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale'yi milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daime gururla hatırlıyoruz. Çanakkale bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır. 85 milyonun tamamının Çanakkale'den, burada koyun koyuna yatan şehitlerimizden, ecdadımızın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğuna inanıyorum" dedi.

'BU SANCILI DÖNEMDE ÇANAKKALE RUHUNA TEKRAR İHTİYACIMIZ VAR'

Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyaç olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 yıl önce omuz omuza vererek imkansızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor. Ziyaret ettiğimiz şehirlerde insanlarımızın metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe biz de cesaret kazanıyoruz. En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden inşallah gece gündüz çalışarak en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızın, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı sahipsiz bırakmayacağız. Çanakkale, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını bize göstermiştir. Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, küllerinden yeniden doğacak kapasiteye sahiptir. Yeter ki, fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım, yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki; sürekli karamsarlık aşılayan felaket tellallarına fırsat vermeyelim. Rabb'im ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, Çanakkale Deniz Zaferi'mizin 108'inci yıl dönümünü tekrar tebrik ediyorum. 18 Mart Şehitler Günü'nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyet'imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere, bütün komutanlarımızın, kahraman Mehmetçiklerimizin, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum."

'ÇANAKKALE MUHAREBELERİ ASLEN BİR KİMLİK MÜCADELESİDİR'

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da konuşmasında, "Cumhuriyet'imizin kuruluşunun 100'üncü yılı içerisindeyiz. Bu bir asır hem kazanılan hem de ilelebet sürecek bir istiklal ve istikbal mücadelesinin tarihidir. Bu asra kavuşan yolun ilk taşları ise işte burada, bu kutlu topraklar üzerinde sabır, sebat ve sarsılmaz bir imanla döşenmiştir. Çanakkale Muharebeleri sadece bir cephe mücadelesi değil, aslen bir varoluş ve kimlik mücadelesidir. Çanakkale öylesine hassas bir çizgiydi ki, geçilseydi Türk milleti ruh ve beden olarak bütünüyle tükenecekti. Ancak atalarımız, en zor koşullar altında dahi varlığına yönelik tehditleri bertaraf etmeye muktedir olduğunu burada bir kez daha dünyaya göstermiştir. İşin aslı, bu aziz millet tükenişi aklına dahi getirmemiştir. Bu, karşısındakilerin bir hayali ve dayatmasıydı ama binlerce yıldır olduğu gibi milletimizin iradesi karşısında bu dayatma da tarihe gömüldü. İnsan iradesinin, inanmışlık ve adanmışlığın teknolojik ve lojistik üstünlükle çarpışıp mağlup ettiği bu coğrafyada, Mehmetçik sadece milletimizin istikbalini değil, yeni çağın bütün düzenini değiştirmiştir. Seyit Onbaşı, Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey, Yüzbaşı Hafız Nazmi Bey gibi kahramanların direniş ve cesareti 'Irresistible', 'Ocean' ve 'Bouvet' gibi dönemin en muazzam savaş gemilerini burada sulara gömmüştür. Geri kalan savaş gemileri ise bir kısmı ağır olmak üzere ciddi oranda hasar görmüş; yenilmez armada diye tanımlanan bu büyük deniz gücü çok ciddi kayıplar vermiştir. İtilaf Devletleri, boğazın sularını kendilerine kapatan bu direniş karşısında kara savaşına yönelmiştir. Ancak dünyanın gördüğü en kanlı, en akılalmaz kara savaşlarından birinin yaşandığı bu topraklarda, Bigalı Mehmet Çavuş'tan Hemşire Safiye Elbi'ye kadar yiğit kadın ve erkekler işgalcilere bir kez daha aynı cevabı vermişlerdir. 'Çanakkale Geçilmez' gerçeği buradan dünyaya ilan edilmiştir" dedi.

'AZİZ MİLLETİN MAYASI HİÇBİR ZORLUK ALTINDA DEĞİŞMİYOR'

Bakan Ersoy, konuşmasına şu şekilde devam etti: 

"Çanakkale muharebeleri bir tarihtir; o tarihi yazan ruh hali, fikir ve inanç dünyası ise bizimle buradadır ve çocuklarımızla beraber de yarınlara yol alacaktır. Kahramanmaraş depreminin olduğu 6 Şubat itibarıyla bölgede geçirdiğim günler boyunca bir kez daha şahitlik ettim ki bu aziz milletin mayası hiçbir zorluk altında değişmiyor. Gördüm ki sadece savaş cephelerinde değil, maddi ve manevi bütün değerlerin sınandığı her türlü afette, canımızdan canların gittiği ağır sınavlarda Türk milleti maneviyatına sırtını verip umudun, sebatın, dirayetin kendisine dönüşüyor. Birbirine kenetlenip tek beden, tek yürek, tek can oluyor. Velhasıl tökezlesek de sendelesek de doğrulmayı hep başarıyoruz. Allah'ın izni ve yardımıyla hiçbir kimse ya da durum bizi diz çökmeye mahkum edemedi, edemiyor. Bu milletin bir evladı olmaktan ve hizmetinde bulunmaktan duyduğum gururu söze dökmem mümkün değildir. Deprem ve sel afetlerinde hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve yaralılarımıza acil şifalar diliyorum."

Konuşmaların ardından Kur'an-ı Kerim okundu. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, şehitler için dua etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlik defterini imzaladı. Erdoğan ve beraberindekiler, daha sonra şehitlerin mezarlarına karanfil bıraktı. 

SEDDÜLBAHİR KALESİ İLE GELİBOLU- ECEABAT DEVLET KARAYOLU'NUN AÇILIŞINA KATILDI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, restorasyon ve çevre düzenlemesi tamamlanan tarihi Seddülbahir Kalesi ile Gelibolu- Eceabat Devlet Karayolu'nun açılışına katıldı. Törene Erdoğan'ın yanı sıra TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş ile AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, katıldı. Törenden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan beraberindeki protokolle birlikte Seddülbahir Kalesi'ni gezerek, Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir'den bilgi aldı.

'DÜNYA TARİHİNİ DE DEĞİŞTİREN BU ZAFER MİLLETİMİZİN EN ZOR ŞARTLARDA NELER YAPABİLECEĞİNİN İSPATIDIR'

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Deprem ve sel afetlerimizin birlikte bütünleşerek, yaralarımızın üstesinden devlet ve millet olarak yek vücut geleceğiz. Ölenleri ebedi aleme yolcu ettik. Bir yandan enkazları kaldırıyor, bir yandan geçici barınma merkezlerinin hazırlıklarını sürdürüyor, bir yandan kalıcı konutların inşasına başladık, başlıyoruz. 1 yıl içinde şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmış, depremzede vatandaşlarımızı yuvalarına kavuşturmuş olacağız. Ülkemizi her türlü afete tehdide karşı daha güçlü hazırlayacak çalışmaları da yürütüyoruz. Türkiye'yi; milletimizin her bir ferdini güvenli, huzurlu, müreffeh geleceğe kavuşturma mücadelesinden alıkoyacak engel ve bahaneleri birer birer ortadan kaldırıyoruz. Dünyanın yaşadığı krizlerin önümüze çıkardığı fırsatları değerlendirmemiz için ihtiyacımız olan tek şey istikrar ve güven iklimine sıkı sıkıya sahip çıkmaktır. Bunu başarırsak Allah'ın izniyle hedeflerimize ulaşmamızı kimse engelleyemez" dedi.

"108 yıl önce 'Çanakkale Geçilmez' diyerek dünyanın en büyük ordularına göğüslerini siper eden kahramanlarımızın aziz hatıraları yüreklerimizde canlılığı ile yaşıyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sadece Türk tarihini değil dünya tarihini de değiştiren bu zafer milletimizin en zor şartlarda neler yapabileceğinin ispatıdır. Devrin en büyük deniz ve kara gücünü oluşturan ordularına karşı 'Nusret' mayın gemisi ile denizde Anadolu'nun dört yanından gelerek Çanakkale'de saf tutmuş Mehmetçik ile karada destan yazdık. Bu mücadelenin dünyada pek az eşi benzeri vardır."

'TARİHE SAYGI DUYMAK VE HATIRALARI YAŞATMAK, ESERLERİNE SAHİP ÇIKMAYI GEREKTİRİR'

Çanakkale Zaferi'nin Cumhuriyeti kurma şevkini aşıladığını söyleyen Erdoğan, "Ülke ve millet olarak bize son dönemde karşılaştığımız sınamaların üstesinden gelme cesareti ve azmini veren saiklerin başında da Çanakkale Zaferi geliyor. Terörden sokak olaylarına, vesayet girişiminden darbe teşebbüslerine, milletimizin iradesini gasp etmeye yönelik saldırılar karşısında verdiğimiz tüm mücadelelerde Çanakkale Kahramanlarını örnek aldık. Bugün de ekonomiden doğal afetlere tüm bunlara yaşadığımız her sıkıntıda Çanakkale ruhunu hatırlıyor, oradan aldığımız feyzle mücadelemizi yürütüyoruz. Türkiye Yüzyılı vizyonunu üzerine inşa ettiğimiz temelin en sağlam taşlarından biri de Çanakkale'de yedi düvele karşı kazandığımız zaferdir. Şu anda bizler bir açık hava müzesindeyiz. Burası Seddülbahir. Gerek bakanımıza gerek saygıdeğer hocamıza ve ekibine çok çok teşekkür ediyorum. Dünyada bu tür açık hava müzeleri nadirdir. 10 yaşından 100 yaşına kah orada olduk kah tek başına canlar verdik. Her taşına dünya şahit, yılmadık, yılmayacağız. Bugün 108 yıl sonra bir kez daha şehitlerimizin aziz hatıralarını yad etmek, istiklalimize ve istikbalimize bağlılığımızı haykırmak için Çanakkale'deyiz. Tarihe saygı duymak ve hatıraları yaşatmak, eserlerine sahip çıkmayı gerektirir. Şehitlerimizi ayağa kaldırarak, emanetleri koruyarak kültürel mirası ihya ederek ecdada saygımızın gereğini yerine getiriyoruz" dedi.

'BÖLGEYİ ECDADIN HATIRASINA YARIŞIR GÖRÜNÜME KAVUŞTURDUK'

Bölgedeki çalışmaları daha derli toplu yürütmek için Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'nı kurduklarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Faaliyete geçen Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, restorasyon projeleri, çevre düzenlemesi, kurulan müze ve verilen pek çok hizmet sayesinde bölgeyi ecdadın hatırasına yarışır görünüme kavuşturduk. Seddülbahir Kalesi de bu çalışmalardan biridir. Valide Turhan Sultan tarafından 3,5 asır önce boğazın girişinde inşa ettirilen Seddülbahir Kalesi ve karşısındaki Kumkale Çanakkale Savaşı'nda da önemli rol oynamıştır. Düşmanın ilk saldırdığı ve en son ayrıldığı yer olan bu kalenin açık hava müzesi olarak ziyarete açılmasını fevkalade isabetli görüyorum. Geçmişi bilmeyenin, geleceği kuramayacağı gerçeğinden hareketle evlatlarımızın Çanakkale Zaferi'ni kazandığımız yerleri mutlaka görüp, manevi havayı teneffüs etmeleri gerektiğine inanıyorum. Kalenin restorasyonunda emeği geçenleri kutluyorum" diye konuştu.

'ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ BÖLGE İÇİN BİR DESTANDIR'

Çanakkale'de sadece tarihin emaneti olan eserlere sahip çıkmakla kalmadıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Açılışının birinci yılına eriştiğimiz 1915 Çanakkale Köprüsü ve otoyolu başta olmak üzere pek çok eserle şehrimizi ve bölgeyi geleceğe hazırlıyoruz. Sadece şu Çanakkale Köprüsü bölge için bir destandır. Eğer geçmişi hatırlarsanız, boğazın her iki tarafına zaman olurdu geçemezdik. Zaman olurdu 24 saati bulurdu. Bunları iyi biliriz. Burada Çanakkale şehitlerini anmaya geldiğimiz zaman arabalı feribotlarla geçebilene aşk olsun. Geçerdik, geçemezdik. Öyle günler yaşadık. Ama şimdi artık köprümüzle bunların hepsi ortadan kalktı. Tasarımı ve mühendisliği ile abide bir eser olarak kazandırdığımız 1915 Çanakkale Köprümüzle Marmara bölgemizi çepeçevre saran otoyol ağını birleştirdik. Daha önce saatler süren yolculuğu 6 dakikaya indirdiğimiz bu köprümüzü bir yılda 2 milyona yakın araç kullandı. Asırlar boyunca hizmet edecek bir soluk borusunu bölgeye kazandırdık. Marmara Denizi'nin iki yakasını İstanbul'da 3 köprü, 1 tünel yanında Çanakkale Boğazı'ndaki bir köprü ile birleştirip bölgedeki potansiyelin sonuçlarını şimdiden alıyoruz. Dar bir alana sıkışan ekonomik ticari turistik hareketlilik geniş sahaya yayılmaya ülkemizin tamamına katma değer kazandırmaya, milletimize iş ve istihdam olarak yansımaya başlıyor" dedi.

'ULAŞIMI 45 DAKİKADAN 25 DAKİKAYA DÜŞÜRECEK'

"Bölgenin ulaşım altyapı standartlarını daha da yükselecektir" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çanakkale'nin Avrupa yakasında tarihi yarımadaya ulaştıracak 47,5 kilometrelik bu projenin tamamlanan 32 kilometresini bugün hizmete açıyoruz. Yolla beraber 2 bin 560 metrelik, 644 metrelik, 1355 metrelik, 792 metrelik olmak üzere toplamda 5 bin 351 metre uzunluğunda dört tünelinde açılışını bugün yapıyoruz. Çanakkale'ye uzanan güzergahın önemli parçası olan bu yol ulaşımı 45 dakikadan 25 dakikaya düşürerek tarihi alana giden ziyaretçilere büyük kolaylık sağlayacaktır. Projenin inşasında tabii doku ve arkeolojik dokunun korunmasına özel hassasiyet gösterildi. Bu yol sayesinde ülkemiz vakitten ve akaryakıttan yılda 161 milyon lira tasarruf edecek. Ayrıca karbon emisyonunda 4 bin 500 tona azaltım sağlayacaktır. Hep söylediğim gibi Türkiye'yi geliştirecek büyütecek hedeflerine yaklaştıracak olan bu yatırımlardır. 20 yılda ülkemize kazandırdığımız eserlerin her birini Cumhuriyetimizin yeni asrı için hazırladığımız Türkiye vizyonuna giden yapı taşları olarak görüyoruz. Daha büyük hedefler, daha büyük zaferler için ileri atılmanın eşiğindeyiz. Ecdadın emanetine işte böyle sahip çıkılır. Ecdadın aziz hatırası işte böyle yaşatılır. Ecdada işte böyle layık olunur. Gelibolu- Eceabat yolunun ülkemize, bölgemize, şehrimize, şehitliklerimize gelecek ziyaretçilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Yapımında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Çanakkale Zaferimizin 108. yıldönümünde tüm şehitlerimize, gazilerimize, deprem ve sellerde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Rabbim ülkemizi her türlü düşmandan, afetten, kaza ve beladan muhafaza eylesin."

'TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI'NIN SÜRESİ UZATILDI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Tahıl Koridoru Anlaşması'na da değindi. Rusya ile Ukrayna arasında imzalanan Karadeniz Tahıl Koridoru ile ilgili 19 Mart'ta bitecek anlaşmanın süresinin uzatıldığı belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birleşmiş Milletler'le birlikte temmuz ayında imzalanmasını sağladığımız Karadeniz tahıl koridoru ile ilgili bir gelişmeyi dünya kamuoyu ile paylaşmak istiyorum. Rusya ve Ukrayna'nın esir takaslarıyla birlikte savaştan sonra en önemli uzlaşma konusu olan anlaşmanın süresi bugün itibariyle bitiyor. Her iki tarafla da yaptığımız görüşmeler sonunda 19 Mart'ta bitecek anlaşma süresinin uzatılmasını sağladık. Bugüne kadar 800 gemi, 25 milyon ton tahılın dünya piyasalarını sağlayan bu anlaşma küresel gıda tedarikinin istikrarı bakımından hayati öneme sahiptir. Anlaşmanın bir kez daha uzatılması konusunda gayretlerini esirgemeyen Rusya ve Ukrayna tarafları ile BM Genel Sekreteri'ne teşekkür ediyorum" diye konuştu.

'İNŞAA ETTİĞİMİZ TÜNELLERLE, DOĞAL TARİHİ VE ARKEOLOJİK SİT ALANLARIYLA BÖLGENİN DOKUSUNU KORUDUK'

Törende konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, "Bugün Çanakkale'de bir eşiği daha aşıyoruz. Gelibolu Eceabat Devlet Yolu'nun 32 kilometrelik kısmının açılışını gerçekleştireceğiz. Çanakkale Savaşlarının gerçekleştiği Gelibolu Tarihi alanı bunun yanı sıra 1915 Çanakkale Köprüsü'ne de ulaşımı daha da kolaylaştıracak olan toplam 5 bin 351 metrelik dört tünele de ev sahipliği yapan yolumuzu açacağız. Hizmete aldığımız, açılışını yaptığımız Gelibolu Eceabat Devlet Yolu kapsamında inşa ettiğimiz tünellerle, doğal tarihi ve arkeolojik SİT alanlarıyla bölgenin dokusunu koruduk. Bütün Çanakkale'ye ve ülkemize hayırlı uğurlu olsun" dedi.

'SEDDÜLBAHİR KALESİ, GÖNÜL MUHABBETİNİN BİR NETİCESİ OLARAK KAPILARINI AÇMAKTADIR'

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da konuşmasında, milli hafızanın kitabeleri olan kültür varlıklarını ihya etmeyi daima bir vefa borcu olarak gördüklerini söyleyerek, "Aynı zamanda bu emanetleri 21'inci yüzyıl dünyasında kendimiz olarak kalmanın, çocuklarımızın ecdadımızı doğru şekilde tanımasının, dolayısıyla kendisini bilmesinin ve güvenmesinin teminatı bildik. Duvarların dili olsa da konuşsa temennisi, onları dinlemeyi bilen herkes için hakikate dönüşür. Biz, emanet aldığımız bu kutlu vatanın çakıl taşlarından dağlarına, çeşmelerinden kalelerine her birinin sözünü dinliyor ve ahvalini biliyoruz. Seddülbahir Kalesi bugün bu gönül muhabbetinin bir neticesi olarak kapılarını açmaktadır" şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilk olarak canlı bağlantı yaparak Gelibolu- Eceabat Devlet Yolu'nun açılışını gerçekleştirdi. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki protokol üyeleri, kurdele keserek Seddülbahir Kalesi'nin açılışını gerçekleştirdi.

Editör: MURAT ÖZER