İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve belediye şirketlerinde işe alınanlardan 484'ünün terörle irtibat ve iltisaklı olduğunun değerlendirildiğini belirtti.
İçişleri Bakanı Soylu, Ankara'da düzenlediği basın toplantısında, İBB'de yürütülen terör soruşturmasına ilişkin açıklama yaptı. Bakan Soylu, "İBB ve belediye şirketlerinde işe alınanlardan 709 kişinin bizatihi kendisi, 959 kişinin 1'inci ve 2'nci derecede yakınları dahil olmak üzere 1668 kişinin terör örgütleri ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu görülmüştür. Bunlardan kendisi ve 1'inci derece yakını olan 505 kişi hakkındaki kayıtların kanunen işe girişlerine mani olabileceği değerlendirildiğinden detaylı incelemeye alınmıştır. Bu 505'in de içinde tekrar yapılan incelemede, 21 kişinin hakkındaki kayıtlar işe girişlerine engel olmadığı anlaşılmış, geri kalan 484 kişinin terörle irtibat ve iltisaklı olduğu değerlendirilmiştir. Bu 484 kişiden 36'sının terör örgütünün sözde 'Değer Ailesi' olduğu, 6’sının daha önce PKK/KCK terör örgütlerinde kırsal kaydı olduğu ve faaliyet yürüttüğü, 21 kişinin daha önce Kanun Hükmünde Kararname ile (Bir daha kamu görevlerine alınamamaları) ile ihraç edilenlerden olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu.
'TERÖR EYLEMİ ENGELLENDİ'
İçişleri Bakanı Süleyman Bakan Soylu, Şehit Demet Sezen Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, Van'daki operasyonla ilgili de bilgi verdi. Van'da emniyet birimlerince uzun süredir takip edilen bir yapılanma bulunduğunu, bu yapılanmanın eylem hazırlığı içinde olduğunu kaydeden Soylu, eylem talimatının Van sınırının ötesinden, İran Kelereş'ten geldiğini belirterek, "PKK'nın şehir içi operasyon birimi olarak nitelendirdiğimiz bir birimin başında 'Soreş Fatih Doktor' kod Cahit Hezer, 'Nedim' kod Vehbi Kiyat, Kadir Kiyağ, Özgür Aytekin ve Fırat Kırdağ isimli 5 kişilik bir hücre tespit edildi. Hem eylemi yapmaya hazırlanan hem eylemi birlikte yapabileceği takip sonucu değerlendirilen 5 kişilik bir hücre. Bunların ikametlerinde de çeşitli silah ve mühimmatlar, el bombaları, aynı zamanda patlayıcı olmaya hazır hale getirilmeye çalışılan bir düzenek ele geçirildi. Böylece Van'daki İl Emniyet Müdürlüğümüzün terörle mücadele şubesi ve istihbarat şubesi marifetiyle bir eylem daha engellenmiş oldu" dedi.
'KAMUYU TERÖR ÖRGÜTLERİNDEN ARINDIRDIK'
Türkiye'nin tam 40 yıldır terörle mücadele ettiğini belirten Soylu, "Dağdaki terörle mücadele ne kadar zorsa, şehirdeki terörle mücadele de o kadar zordur. Zaman zaman terörle iltisaklı belediyelere görevlendirmeler yapıldı. Yöneticilere 900 yıla yakın cezalar çıktı. Doğu ve Güneydoğu'da PKK ve KCK ile irtibatlı olduğu tespit edilen belediye başkanları, meclis üyeleri, personel; yapılan incelemeler sonucunda görevden alındılar. FETÖ'den devlete sızmış yaklaşık 165 bin kişi kamudan çıkarıldı. Bizim bakanlığımızdan 50 bini aşkın kişi çıkarıldı. FETÖ'yle irtibatlı belediyeler oldu ve burada çalışanların hepsi kamu görevinden çıkarıldılar. Bu, devleti tüm terör örgütlerinden temizlemek için ortaya koyduğumuz bir mücadelenin sonucudur. Zorlu bir sürecin sonunda kamuyu çok büyük bir şekilde terör örgütlerinden arındırabildik" diye konuştu.
'İMAMOĞLU SAYGILARINI SUNARAK BENİ ARADI'
Bakan Soylu, kendilerinin hiç iki yüzlü olmadığını ifade ederek, "Bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nde kaybettiği itibarı bizlere saldırarak, meseleleri demagojiyle anlatmaya çalışanlar boşuna çırpınış içerisindedir. Biz samimi insanı yüzünde anlarız. Bu bahsedilen kişi İmamoğlu, saygılarını sunarak beni aramıştır. Bana, 'CHP Genel Merkezi beni sevmiyor, ne olursunuz bana bu konuda yardımcı olur musunuz' diye bir ricası da olmuştur. Biz, 'Kanun ne gerektiriyorsa yaparız' dedik ve yaptık. Bir taraftan işine geldiğinde alttan almasını bileceksin, diğer taraftan dönüp hakaret edeceksin ve bunu kendine ait bir hak olarak göreceksin. Bu iki yüzlülüktür" dedi.
'BEN PKK İÇİN BİR GÜVENLİK SORUNUYUM'
İmamoğlu’nun yargıyı tehdit ettiğini söyleyen Soylu, "'Eğer bu soruşturmayı açarsanız gök kubbeyi başınıza yıkarım' dedi. Soruşturmayı açacak ben değilim. Mülkiye müfettişlerimizin tamamladığı bu dosyayı yargıya gönderdik. Bundan sonraki karar yargının kararıdır. 'Gök kubbeyi başınıza yıkarım' diyor. Sonra, 'Ben bu sözleri yargıya değil Süleyman Soylu'ya söyledim' diyebiliyor. Bunu çok rahat bir şekilde yüzü kızarmadan söyleyebiliyor. Nasılsa bir mendil var, mendille suratını silebiliyor. Bizim terörle mücadelemiz hoşuna gitmiyor, bizi beğenmiyor olabilir. Bizi Cumhurbaşkanımıza, partimize şikayet ediyor. Kendi üzerine vazife olmayan her şeyi yapıyor ama bir tek kendi işini yapmıyor. Bana, 'milli güvenlik sorunu' diyor. Ben güvenlik sorunuyum ama PKK için bir güvenlik sorunuyum" dedi.
'ŞEREFİN VARSA YALAN SÖYLEMEZSİN'
Soylu, konuşması sırasında İmamoğlu'nun Twitter'dan açıklama yaparak, kendisini aradığı meselesini yalanladığını söyleyerek, "Evet aradı, yardım istedi. Ufak bir namusun varsa, ufak bir şerefin, haysiyetin varsa yalan söylemezsin. İstanbul'da yardım toplarken, yardımla ilgili, bu yardımın kanunlara uygun olmadığını tespit ettikten sonra... Çok doğal olarak o yardım toplanan paralara el konuldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı beni aradı ve dedi ki, 'Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi zaten bana karşı. Biz hemşehriyiz, ne olursun beni onlara ezdirme.' Ama hayatı ikiyüzlülük ve yalan olduğu için bunu elbette söyleyemez. Aramızda sonra bir telefon görüşmesi daha gerçekleşti. Onda da gidip Cumhuriyet Halk Partisi genel merkezine beni şikayet etti; 'Bana İçişleri Bakanı böyle böyle söyledi' diye. İnsan hangi koltuğa gelirse gelsin o koltuk onu taşımayacak; o, o koltuğu taşıyacak ve yalan söylemeyecek" diye konuştu.
'İSTANBUL'A DEĞİL TERÖR ÖRGÜTÜNE ÇÖKMEK İSTİYORUZ'
Soylu, İmamoğlu'nun mağdur edebiyatı yaptığı belirterek, "Diyorlar ki, 'Bunlar İstanbul'a çökmek istiyorlar.' Biz neden İstanbul'a çökmek isteyelim? Biz terör örgütüne çökmek istiyoruz. Peki Sayın İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini herkes biliyor mu? Peki İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı oldu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ne olacak? Kanun açık, Meclis kendi içinde seçecek. Mecliste kim çoğunluk? Sanki bunları kimse bilmiyormuş gibi bir mağdur edebiyatı yaparak iş bilmezliğini, tembelliğini, aynı zamanda İstanbul'un şu sürelerini heder ettiğini örtmek için bir saldırı politikası uyguluyorlar" ifadelerini kullandı.
'İSMAİL BEY ONU AÇIKLAYACAK'
Ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Soylu, İçişleri Bakanı Yardımcısı İsmail Çataklı'nın kardeşinin yurt dışında arandığı iddiasıyla ilgili, "Fransa'da yaşayan altı kardeşi için İsmail Bey’i yargılayalım mı? Suçu yokken, ortada sadece bir ihbar varken. Suçu varsa elbette ki bedeli ödetilir. İsmail Bey onu açıklayacaktır" dedi. (DHA)
Bu haber DHA’nın abonelerine gönderdiği içerik doğrultusunda yayınlanmıştır. haberchannel.com editörleri bu habere herhangi bir editoryal müdahalede bulunmamıştır. Haber içeriklerinden hukuken ilgili ajanslar sorumludur.