Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Parlamenter Asamblesi (AGİT PA) İpek Yolu Grubu 4. Uluslararası Parlamenter Konferansı bugün İstanbul'da düzenlendi. Konferansın açılış konuşmasını yapan TBMM AGİT PA Türk Delegasyonu Başkanı Selami Altınok, "Gıda güvenliği istatistiklerine baktığımızda günümüzde 828 milyon insanın açlıkla mücadele ettiğini görüyoruz. İpek Yolu Grubu üye ülkeleri olarak, gıda güvenliği konusunda çoğu ülkeye göre daha iyi durumdayız. Ancak bu durum bizi rehavete sürüklememeli, dünyada yaşanan gıda krizinin çözümüne daha etkin ve kalıcı çözümler sunmak için bizleri teşvik etmelidir" dedi. 

Soğuk Savaş döneminde taraflar arasında düzenli diyalog kurulmasını sağlamak, gerginlikleri ve anlaşmazlıkları azaltmak, Avrupa'da güvenliğin arttırılmasını sağlamak amacıyla kurulan, Türkiye'nin de kurucu üyeler arasında yer aldığı Avrupa Güvenlik ve İş birliği Teşkilatı'nın Parlamenter Asamblesi, kriz dönemlerinde enerji ve gıda güvenliğiyle ilgili önemli bir konferans düzenledi.

İpek Yolu Grubu 4.Uluslararası Parlamenter Kriz Zamanlarında Enerji ve Gıda Güvenliğinin Temini İçin Bağlantılılığın Güçlendirilmesi başlıklı konferansın açılış konuşmasını, TBMM AGİT PA Türk Delegasyonu Başkanı Selami Altınok yaptı.

AGİT PA İpek Yolu Grubu ve Azerbaycan Delegasyonu Başkanı Azay Guliyev, AGİT Dönem Başkanı ve Polonya Dışişleri Bakanı Zbigniew Rau, Avrupa Birliği Enerji Komiser Kadri Sımson, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı AGİT PA Başkan Yardımcısı ve AGİT PA İspanyol Delegasyonu Başkanı Pere Joan Pons, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç da konferans da birer konuşma yaptı. Konferans kapsamında 'Kriz Zamanlarında Tedarik Zincirlerinin Sürdürebilirliği ve Gıda Güvenliği' ve 'Sürdürülebilir Çevre ve Kalkınma İçin Enerji Güvenliği' başlıklı paneller düzenlendi.

"İPEK YOLU GRUBU ÜYELERİ OLARAK GIDA GÜVENLİĞİNDE İYİ DURUMDAYIZ"

TBMM AGİT PA Türk Delegasyonu Başkanı Selami Altınok, gıda sektöründeki küresel risklerin, son zamanlarda özellikle Kovid-19 pandemisi, Rusya-Ukrayna savaşı ve iklim değikliği etkileriyle artarak, acil çözüm bekleyen, gündemi belirleyen bir mesele haline geldiğini belirterek, "Ulaştırma koridorları aracılığıyla bağlantılılığın teşvik edilmesini, ekonomik ve ticari bağlarla güçlendirilmesini amaçlayan, AGİT PA bünyesindeki İpek Yolu grubu, çalışmalarını bu doğrultuda sürdürmektedir. Gıda arz güvenliğini sağlamak için ulusal ve uluslararası çözüm yolları aramaya başladık. Bu konferans kapsamında, enerji ve gıda güvenliğinde kapasitemizin yükseltilmesi ve geliştirilmesi için iş birliği yapabiliriz. Konferansımızın başlığında da geçen bağlantılı istihdam yaratmak ve çeşitlendirmek, böylece ekonomik ve sosyal kalkınmaya katkıda bulunmak ekonomik iş birliği için anahtar kavramdır. Bu konferans kapsamında daha geniş kapsamlı ve geniş bütçeli projeler oluşturulabilir. Tüm yeni ülkelerin yararlanabileceği alanları kapsayan çalışmalar yapabiliriz. AGİT PA üyesi ülkeler olarak, gıda güvenliği istatistiklerine baktığımız zaman günümüzde 828 milyon insanın açlıkla mücadele ettiğini müşahede etmekteyiz. Bununla birlikte İpek Yolu Grubu üye ülkeleri olarak, gıda güvenliği konusunda çoğu ülkeye göre daha iyi durumdayız. Ancak bu durum bizi rehavete sürüklememeli, dünyada yaşanan gıda krizinin çözümüne daha etkin ve kalıcı çözümler sunmak için bizleri teşvik etmelidir" diye konuştu.

"TÜRKİYE İPEK YOLU'NUN MERKEZİNDE"

Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı Avrasya coğrafyasının bağlantısallık anlamında çok büyük önem arz ettiğini vurguladığı konuşmasında, şunları söyledi: "Bu bağlantısallıkta da parlamenterlerin oynadığı rol çok önemli. Az önce Polonya Dışişleri Bakanını ve Avrupa Birliği Enerji Komiserliği'ni dinledik. Sonuçta doğudan batıya, gerek ulaştırma gerek gıda güvenliği gerek enerji güvenliği ve aynı zamanda, aslında savunma ve güvenlik konusunda, göç yönetimi konusunda da yakın çalışmamız ve bağlantılı çalışmamız ne kadar önemli, bunu hep beraber görüyoruz. Tedarik zincirleri açısından ve ulaştırma açısından aslında İpek Yolu'nun merkezinde bulunan Türkiye'nin stratejik konumunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Pandemi döneminde hatırlayacaksınız, özellikle Asya kıtasından batıya doğru gelen üretimde ciddi tedarik zincirlerinde kırılmaları yaşadık, üretim sorunları yaşandı. Türkiye aslında bu dönemde, özellikle Asya'daki birçok firmanın ülkemize gelmesinde önemli bir rol oynadı. Birçok firma Avrupa kıtasına daha fazla yaklaşmak için Türkiye'ye geldi. Yine Türkiye bu dönemde görüyoruz ki, orta koridor dediğimiz, Avrupa, Güney Kafkasya, Hazar Denizi ve Orta Asya’yı bağlayan hat bir kez daha ön plana çıktı. Orta koridor, doğu batı koridor önemli bir şekilde bağlantısallık anlamında hepimize yeni imkanlar sunuyor" diye konuştu. (DHA)

Editör: MURAT ÖZER